Doktor Güler A., kamuoyunda Samatya olarak bilinen İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Kadın Doğum Bölümü'nde şef olarak görev yapıyordu. Olay günü randevu sistemi ile çok sayıda hastası olan Güler A., yemeğe çıkması ardından görevi başına geldi. Bu sırada bir hasta yanına geldi ve 'ultrason istiyorum' dedi. Kadının şikâyetini öğrenmek istemesine rağmen ısrarla ultrasona girmek isteyen kadının kocası şüpheli Kenan T. bir anda odaya girdi. Bu sırada doktora hakaret etmeye başladı. Doktora yönelik 'Kaşın gözün oynuyor, menopozlu karı' şeklinde ifadeler kullandığı iddia edildi. Şüpheli Kenan T.'nin ayrıca Ateşer'in üzerine yürüyerek masasına yumruk vurduğu da ileri sürüldü.
Sabah'tan Sema Alim Dalgıç'ın haberine göre; olay sonrası Doktor Güler A. şikâyetçi oldu. Şikâyet sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Tamamlanan soruşturma ardından şüpheli Kenan T. hakkında 'Hakaret' suçundan dava açıldı.
YARGITAY, MAHKEME KARARINI BOZDU
Dava, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, Kenan T.'nin 1 yıl hapsine karar verdi. Karar, temyiz üzerine Yargıtay'a gönderildi. Kararı değerlendiren Yargıtay 18. Ceza Dairesi ise hükmün bozulmasına hükmetti.
YARGITAY: HAKARET DEĞİL
Yargıtay bozma kararında, sanık Kenan T.'nin mağdur Güler A.'ya yönelttiği 'Menopozlu, kaşın gözün oynuyor' şeklindeki sözlerinin mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmadığını kaydetti. Sözlerin rahatsız edici, kaba, nezaket dışı sözler niteliğinde olduğunu ve 'Hakaret' suçunun unsurlarının oluşmadığını belirtti.
Dosya yeniden görülmesi üzerine İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Kararı yeniden değerlendiren mahkeme heyeti, Yargıtay'ın hükmüne direndi. Sanık Kenan T.'nin 1 yıl hapsine hükmetti.
"KİMSENİN HAKKI DEĞİL"
Kararında ise şunları kaydetti: "Sanığın eyleminin görevi başındaki bayan doktora 'Kaşın gözün oynuyor, menopozlu karı' diyerek masasına yumruk vurma eyleminin bütün halinde masum bir eylem olarak kabul edilemeyeceği gibi yaşını almış bir doktor hanıma vatandaşın bu tür sözleri sarf etme hakkını tanıma yargıçlara ve başka kamu görevlilerine de tanınamayacağı, bu itibarla eylemin objektif vicdani değerler ve Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesi kapsamında 'Hakaret' olarak kabul edilmesi gerektiğinden mahkememizin kararda direnmesine karar verildi."