Kadıköy, İçerenköy'de 4 Ocak 2001 yılında meydana gelen olayda 6. sınıf öğrencisi Hande Çinkitaş, evinde öldürülmüş olarak bulunmuş, polis olayla ilgili yaptığı incelemede küçük kızın başına bir çekiçle vurularak öldürüldüğünü ayrıca boğazının ve sağ bileğinin kopma noktasına gelinceye kadar kesildiğini tespit etmişti. Şüpheli ya da şüphelilerin Hande Çinkitaş'ı 13 yerinden bıçakladığı belirlenmişti. Polis tarafından bugüne kadar yapılan çalışmalarda katil ya da katillere ulaşılamamıştı.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte cinayet mahallinden alınan tüm eşyaların tekrar DNA testine tabii tutulmasının ardından yapılan çalışmalar sonucu Hande Çinkitaş'ın elindeki kendi saçlarında ve olayda kullanıldığı tespit edilen bıçağın keskin kenarında yeni deliller bulundu. Savcılık talimatıyla gözaltına alınan baba Nezih Çinkitaş ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş çıkarıldığı adli makamlarca "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan tutuklandı.
Cinayetin işlendiği apartmanda oturan vatandaşlar ise 19 yıl önce yaşananları anlattı. Çinkitaş ailesiyle aynı apartmanda oturan Mine Akbaş, "Polislerden önce ilk cesedi gören bizdik birkaç komşu ile beraber. Hala hafızamdan silinmiyor. Sanki şu an görmüşüm gibi etkisi altındayım. Cinayetin nasıl işlendiğini biliyoruz. Biz gördüğümüzde kızın boğazı kesikti. Tamamen katılaşmış bir şekilde sapsarıydı. Halının üzerinde yerde yatıyordu. Bıçak darbesi dediler, biz bıçak darbesi görmedik. Tişört vardı üzerinde biz sadece boğaz zannettik. Çıktık bizden sonra da zaten polisler geldi. Sadece ben değil, bütün bina, çevre, eşimiz dostumuz kim nerede ne konuşursa, ya annedir, ya babadır ya ikisidir diye düşünüyorduk. Hep tedirgin yaşadık. 'Acaba bize de bir şey olur mu? Acaba bizim de çocuklarımıza da bir şey olur mu?' diye." dedi.
"TELEVİZYONLARDA 'KIZIMIN KATİLİNİ BULUN' DEDİ"
Karşı kapı komşularının korkudan 1 ay kendilerinde kaldığını söyleyen Akbaş, "Televizyonlarda 'kızımın katilini bulun' dedi. Polislere saldırdı hepimiz seyrettik. Bu işi çözemezsiniz maaşınızı boşuna alıyorsunuz diye saçma sapan konuştu. Hande öldükten sonra 2 sene daha burada oturdular. Benim çocuğumu da sokakta kovaladı. O zaman küçüktü benim çocuğum, çocuğumu sokakta kovaladı. Seni bıçaklayacağım, öldüreceğim diye. Ben koştum aşağıya çocuğumu kurtardım. Bizim de düşüncemiz, görmedik bilmiyoruz ama kendi çocuğuna zarar veren bizim çocuğumuza neden zarar vermesin dedik" diye konuştu.
"KÜÇÜK KIZA BİR ZULÜMÜ VARDI ÜVEY ANNESİNİN"
Karşı binada apartman görevlisi olan Sadık Karaağaç ise, "Annesinin psikopat olduğunu biliyorduk. Camlardan dik dik bakıyordu sağa sola. Zaten birkaç gün önce de dik dik baktı. 3 gün sonra da bu olay gerçekleşti. Kapıcının üzerine yıkmaya çalıştılar suçu. Bütün deliller üvey annesinin üzerineydi. Bizim binaya da geldi soruşturma ekibi. Onlara da söyledik ama bir türlü aydınlatılmadı. Dün öğrendik. Şok geçirdik ama annesinin babasının bu işte elinin olduğunu herkes biliyordu. Küçük kızı görüyordum. Birinci katta oturuyorlardı, kendi çamaşırlarını kendisi astığını defalarca söyledik gelen ekiplere. Küçük kıza bir zulümü vardı üvey annesinin. Duyduğumuza göre hunharca çekiç ve bıçak darbesiyle öldürülmüş ama bu dışarıdan birinin yapabileceği bir iş değil" dedi.
