Özellikle Meteorolojinin yağmur veya fırtına uyarısı yaptığı zamanlarda bir elin vanayı açarcasına bu akıntıya neden olduğunu ileri süren Bilgili, şöyle konuştu:
"Bize daha önce selden dolayı dere yataklarının oynadığını söylüyorlardı. Bu olay daha çok tatil günlerine denk gelen, havanın yağmurlu olduğu zamanlarda oluyor. Fırtına veya yağmur geçene kadar akıntı oluyor, sonra bir anda kesiliyor. Bir kimyasal atık gibi köpürüyor ve kokuyor. Tarım alanlarında kullanılan, temizlikte kullanılan asitlerin kokusu geliyor. Havada çok ağır bir koku var. Baş ağrısından burada duramıyorum. Pandemiden dolayı restoranımız kapalı ama açık olsa koku geldiğinde işletmemi kapatıyorum. Çünkü müşterilerim bu koku içinde oturamıyor."
Restoranının Düden Şelalesi'nin hemen 100 metre altında olduğunu hatırlatan Bilgili, "Gerçek Düden Şelalesi burasıdır. Bu suyun çıktığı noktadır. Bu suyun yüzde 80'i yer altından çıkıyor. Yukarıdan gelen şimdiki şelale ise yüzde 20'lik kısmı. Yer altından gelen yüzde 80'lik kısım ile birlikte bilinmeyen koku ve köpüklü su geliyor" diye konuştu.
10 yıldır restoranda çalışan ve şelalenin hemen üstünde oturan Süheyla Okatan, "Yıllardır buradayım, son yıllarda bu koku ve akıntı gelmeye başladı. Burada yaşayan kaz ve ördekleri sırf suya girip zehirlenmesinler diye ayaklarından bağlayıp akıntının geçmesini bekliyorum. Bu kirli suyu bir yerlerden birileri salıyor ama kim bilmiyoruz. Kötü kokuyu evimde bile hissediyorum" dedi.
Düden Şelalesi'ne yıllardır komşu olan Kazım Bilgili de kokudan ve köpüren, sudan şikayetçi oldu. Bilgili, "7-8 yıldır böyle oluyor. Benim şüphelerim arıtma sularının salınmasına yönelik" diye konuştu.
