DÖRT TÜR YARASA YAŞIYOR
Bu yarasaların tohum dağılımı ve bitki tozlaşmasına katkı sağladığını anlatan Yetkin, "Falezlerde en çok kaydedilen yarasa türleri Mısır meyve yarasası, cüce yarasa, beyaz şeritli cüce yarasa ve geniş kanatlı yarasa. Bu türler böceklerle besleniyor. Vektör ve zararlı böceklerin doğal mücadelesinde fayda sağlıyor. Ayrıca doktora çalışmasında yarasaların biyoekolojilerini araştırmak için, Orman Genel Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından yaptırılan 150 adet yarasa evi de kullanılıyor" dedi.
UZMANLARIN GÖRÜŞÜ ALINMALI
Falezlerdeki yarasa türlerinin yayılışının oldukça fazla olduğunu, bu ışık kaynaklarından etkileneceğini kaydeden Yetkin, "Gece beslendikleri için ışık kaynakları beslenme davranışlarını etkiliyor. Renklerin de beslenme üzerinde etkili olduğu belirlendi. Kırmızı ışığın, beslenme davranışını daha az bozduğu ortaya çıkmış. Ama ülkemizde bu tip çalışmalar daha yeni yapılıyor. Kent ekolojisi alanındaki çalışmalar Türkiye'de az. Kentler sadece insanlara değil, diğer canlılara da ev sahipliği yapıyor. Gece aktif olan bu yarasalar için hem beslenme hem tüneme için önemli bir alan falezler. Işık kaynaklarının da bunları etkileyip etkilemediği öncelikle görüşülmeli. Onun dışında fok ve diğer kuş türleri için de doğrudan uzmanlardan görüş alınarak projelendirilip, karar verilmelidir" diye konuştu.
ARAÇ TRAFİĞİNE DE KAPATILSIN
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye ve Antalya'nın önceliğinin daha çok elektrik tüketmek değil, daha az tüketim olduğuna işaret etti. Falezlerin jeolojik yapısı, mikro kliması ve deniz ekosistemiyle doğal haliyle korunmasını isteyen Kesici, falez kesiminin, yoğun insan ve araç trafiğine kapatılması gerektiğini de söyledi. Günümüzdeki en yaygın ve en hızlı büyüyen çevre sorunlarından birinin ışık kirliliği olduğuna dikkati çeken Dr. Kesici, "Işık kirliliği geceleri çevre için artan bir tehlike. Falezlerin korunması, dış çevresinin yanında yapısının oluşmasında etkili olan deniz ekosisteminin de korunmasıyla çok yakından ilişkilidir. Işıklandırmanın doğal yapısına ekolojik bakımdan olumsuz etkisi olacaktır" dedi.
SU-ENERJİ İLİŞKİSİ
Deniz kıyı kesimlerinde artan ışık kirliliğinden su canlıları, kuşlar, böcekler ve bitkilerin olumsuz etkilendiğinin bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Dr. Kesici, enerji sektöründe su tüketiminin yüksekliğine de işaret etti. Kesici, "Su kaynaklarına erişimin sınırlı düzeyde olması nedeniyle su ve enerji ilişkisi son zamanlarda daha da önem kazanmıştır. Su-ışık ve diğer kirlilik sorunlarının çözülmesinde en etkili yol eğitim olup, bilinçli ve duyarlı bir nesil yetiştirilmelidir. Her türlü kirliliğin özellikle çevremizdeki canlılara zarar vermesi ve enerjinin boşa harcanması gibi olumsuz etkileri nedeniyle, günümüz teknolojisi kullanarak basit çözümlerle araştırmalar ve çalışmalar yapılması, oldukça önemlidir" diye konuştu.