Balcı, derinden aldıkları örneklerde biyolojik ayak izi denilen "karbon izotop"ları ve mikrobiyal analizler yapılacağını aktararak, elde edilen verilerin göl çevresindeki karbonat yapılarıyla karşılaştırılacağını anlattı.
ÇALIŞMA NASA İÇİN DE ÖNEMLİ
Alınan numunelerde yaptıkları incelemelerde gölün hangi noktasının yaşamın izlerini barındırmada daha başarılı olduğu ve nedenleri sorularına cevap bulmaya çalıştıklarına dikkati çeken Balcı, çalışmaların zaman içinde NASA için de önemli veriler sunacağını vurguladı. Balcı, elde ettikleri verileri uluslararası bir sempozyumda sunmak istediklerini de ifade etti.
Balcı, Salda'nın etrafında dünyada benzer örnekleri olan bir bilim merkezi kurulabileceğine değinerek, Bakanlığın da bu konuda istekli olduğunu ve bu yönde çalışma yaptığını kaydetti.
Salda Gölü Koruma Projesi Kontrol Mühendisi Mimar Alperen Kerküklü de Bakanlığın gölde yürütülen bilimsel çalışmalarını içeren Salda Bilim Merkezi projesinin tamamlandığını belirterek, gelecekte kurulacak merkezin bilimsel çalışmalara ev sahipliği yapacağını aktardı.
Salda Gölü'ndeki biyolojik izleri araştıran doktora öğrencisi Yağmur Güneş de gölün genç nesle akademik kariyer için çok farklı imkanlar sunan bir laboratuvar olduğuna işaret etti.
"SU ALTINDA HARİKA BİR EKOSİSTEM MEVCUT"
Salda Gölü'nü su altından görüntüleyen Tahsin Ceylan da gölün derinliklerinde mükemmel bir ekosistemin olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Salda'da yaşayan bir ekosistem ve canlılar var. Sürekli gelişim gösteren bu güzelliğin daha fazla korunması gerekiyor. Su altında harika bir ekosistem mevcut, burayı görüntülerken inanılmaz keyif alıyorum. Eşsiz flora, faunayı, kayaç yapılarını ve balık çeşitlerini görüyoruz. Zaman zaman binlerce balığın içinde kalıyoruz. Tatlı su çıkışlarını görüntüledik."