c.3.) Kul hakkı en ağır haklardan birisidir. Kul hakkı yiyen bir kişi her şeyden önce mutlaka tövbe etmeli ve yediği haram malı- kul hakkından alınan mal, mülk haram maldır- sahibine mutlaka iade etmelidir. Sadece tövbe ile bu hakkı iade etmek mümkün değildir.
Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Kimin üzerinde başkasının namus veya malıyla ilgili bir zulüm -gasp- varsa, altın ve gümüşün geçerli olmadığı kıyamet gününden önce onunla helalleşsin.
Aksi halde kul hakkı yiyenin salih amelleri varsanamaz, oruç, hac, sadaka gibi- yaptığı zulüm miktarınca sevabından alınır ve hak sahibine yani malı gasp edilene verilir. Hak yiyenin iyilikleri yoksa zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından onun üzerine yükletilir. (Buhari, Mezalim, 11) Ancak gerek Kur'an-ı Kerim'de ve gerekse de sahih hadislerde 'kul hakkı namazı' diye bir namazdan bahsedilmiyor. Ancak kişi tövbe etmeden önce güzel bir abdest alır, durulanır ve gönülden tövbe ederek Allah'a yönelir sonra da kabul edilir niyetiyle tövbe namazı kılarsa bunda da herhangi bir sakınca yoktur.