"Burada daha çok saraya hizmet veren; hamamlar, ahırlar, mutfaklar var. Zaman içinde bazı değişimlere uğruyor. Çok uzun süredir askeriye burayı inzibat olarak kullanıyordu. Üniversitemizin konservatuvar kampüsü için bir yere ihtiyacı vardı. Konservatuvarımızın geçici olarak yerleştirildiği Dolmabahçe'deki Baltacılar Dairesi'nden çıkması için bir süreç başlatılmıştı. Şöyle anlatayım; Güzel Sanatlar Akademisi YÖK'le birlikte 1982'de üniversiteye dönüştürüldü ve Mimar Sinan Üniversitesi adını aldı. Bu süreçte bu yıl 50'inci yılını kutlayan İstanbul Devlet Konservatuvarı da üniversitemize bağlandı. 1987'den bu yana Baltacılar Dairesi'nde ders yürütmeye çalışan konservatuvarımız için bu binalar çok yetersizdi. Tiyatro. müzik. opera, bale için bu kadar önemli sanatçılar yetiştirmiş bir okul artık kabına sığmıyordu. Fakat yer olarak Beşiktaş'ta bulunduğu için şehrin ortasındaydı." * "Ulaşım, şehre hâkimlik açısından muazzam bir yerdeydik. Dolayısıyla şartlarına tahammül ederek devam ediyorduk. Ancak Milli Saraylar Daire Başkanlığı, sarayın sınırlarını belirlemek, onu kendi yapısı içinde düzenleme projesi kapsamında mekanı artık boşaltmamız gerketiğini bildirmişti ki kendi açısından haklı bir talepti bu.
"GÖNLÜMÜZDEN GEÇEN YERİ REKTÖR OLARAK ÜNİVERSİTEME KAZANDIRDIM"
Üniversitemin rektörü olarak görevlendirilmeden bir yıl önce ciddi bir konservatuar krizi ortaya çıkmıştı. Rektör olarak masaya oturduğumda Baltacılar Dairesi'ndeki kampüsü boşaltmamız için bir temyiz yolu olmayan bir mahkeme kararı buldum. Hemen Milli Saraylar Daire Başkanlığı ile görüştüm. Burası çok kıymetli bir konservatuar. Şu anda dizi, sinema ve tiyatro sektöründe tanınmış çoğu oyuncu Mimar Sinan çıkışlıdır. Çok önemli sanatçılar yetiştirmiştir. Ve bu işlevine verimli olarak devam ettirmesi gerekir. Konservatuvarımızı Beşiktaş-Karaköy hattının dışına çıkartmak istemiyorum bize destek olun birlikte bir yer arayalım" dedim.
Ayrıca öğrencilerimize ve hocalarımıza da şöyle bir söz vermiştim: "Konservatuvar binamızdan çıkmamız kaçınılmaz görünüyor ama sizi şehrin dışına taşımayacağım. Ne olursa olsun bu civarda kalacağız. Bizim kampüsümüz ruhunu Beşiktaş'ta bulmuş bir kampüs. Fındıklı, Beşiktaş, Karaköy hattı neredeyse bir Mimar Sinan Üniversitesi hattıdır" demiştim. Ben daha araştırma görevlisiyken 1990'larda buranın önünden geçerken, "Ya ne muazzam bir mekân keşke üniversitemizin olsaydı" der dururdum. Kısmete bakın ki araştırma görevlisiyken gönlümden geçen yeri rektör olduğumda üniversiteme kazandırabildim. Bu benim için müthiş bir sevinç."
"CUMHURBAŞKANI, 'EVET OLMASI GEREKEN BUDUR' DEDİ"
"Bu yerin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesine verilmesi konusunu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a aktardım. Bizim bu mekâna çok ihtiyacımız olduğundan bahsettim. Konservatuvarın şehrin içinde kalmasının da İstanbul'a katacağı değeri özellikle vurguladım. Cumhurbaşkanımız gerçekten dinler dinlemez ihtiyacımızı anladı ve bu tahsisi onayladı. Şunu özellikle vurgulamak isterim: Cumhurbaşkanımız üniversitemize değil asıl İstanbul'a büyük bir katkı yaptı. Çünkü burada bir konservatuvarın olması şehre sanatın akması demektir."
"CUMHURBAŞKANIMIZ BU HAMLEYLE İSTANBUL'A, SANATA KATKI YAPTI"
"Ve biz girdiğimizde Mimar Sinan Üniversitesi öğrenci ve öğretmenleri burayı restore edecek, buraya bakım yapacak burası daha da parlayacak ve sanatla dolduracak. Zaten ben şunu söylüyorum Cumhurbaşkanımız üniversitemize bir katkı yapmadı, İstanbul'a bir katkı yaptı. Çünkü burada bir konservatuvarın olması demek şehre sanatın akması demek. Biz şimdi burayı aldığımızda çok büyük bir sevinç yaşadık. Bizim bugünkü mutluluğumuzu Cumhurbaşkanımız, Valiliğimiz ve Milli Saraylar Daire Başkanlığımız sayesinde yaşıyoruz. Sevincimizin mimarı onlar bize bu yolu açtılar ve desteklerini esirgemediler. Onlara gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Bu Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerine verilmiş bir yüz yüze eğitim hediyesi."
"MEZUN MİMARLARIMIZDAN ERGİNOĞLU VE ÇALIŞLAR RESTORE EDECEKLER"*
Devraldığımız yer bakımsız kalmış tarihi yapıların da olduğu büyük bir kışla. Ve çok büyük bir kısmı da boş. Tarihi yapılardan biri de Sarayının mutfağının bir parçası olan tarihi salamurhane, yani saray turşularının yapıldığı yer. Çok önemli bir yapı. Burası daha önce hiç restore edilmemiş. Buranın tarihi yapısını koruyarak restore ettirecek ve bir sanat mekanına dönüştüreceğiz. Biz mezunlarımızla çalışmayı çok severiz. Buranın da mimarlığını yapacak çok değerli iki mezunumuz: Hasan Çalışlar ve Kerem Erginoğlu. Hiçbir karşılık beklemeden üniversitelerine olan sevgilerinden dolayı canla başla çalışıyorlar. Bizde okul dayanışması böyle bir şey.
"BURAYA GÜZEL BİR SAHNE YAPTIRACAĞIZ"
"Bizim konservatuvarımız bir performans sahnesi olmadan 50 yıllını doldurdu. Öyle bir konservatuvar düşünün ki değil eserlerini sahneye koyacak, prova yapacak uygun mekanları bile yok. Üstelik ülkemizin en değerli sanatçılarını yetiştirmiş bir konservatuvar bu. Hocalarımız, öğrencilerimiz en iyisine layık. Şimdi mimarlarımızdan rica ettik, buraya tarihi yapıya uygun bir sahne de yapacaklar. İstanbul, çok değerli bir sahne daha kazanmış olacak.