Maltepe'de Seda Nur Şen'in (24) otel odasındaki şüpheli ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada şüpheli Serdar Yazıcı (32) hakkında 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 9 yıla kadar hapis cezası ve 'Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama' suçundan da 10 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
SANIK İLK KEZ HAKİM KARŞISINDAYDI
İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk celsesi bugün gerçekleşti. Duruşmaya tutuklu sanık Serdar Yazıcı, cezaevinden getirilirken müştekiler İbrahim Şen ile Sevinç Şen ve taraf avukatları da mahkeme salonunda yerini aldı.
"1-2 HAFTADIR TANIŞIYORDUK"
Duruşmadaki savunmasında tutuklu sanık Yazıcı, 'İfadelerim dışında söyleyecek bir şeyim yok. Maktulle yaklaşık 2 haftadır tanışıyorduk. Olay yerindeki bütün uyuşturucular bana ait değildi, biri benim maktulündü. Ben uyuşturucu tedavisi olduğunu bilmiyordum. Ayrıca hastaneye götürdüğümde ayağında bandaj vardı, hastaneye ayağı için gittiğini söyledi. Biz bir arkadaşım sayesinde tanıştık. 1 hafta telefonla görüşüp sonrasında buluştuk' dedi.
"UYUŞTURUCU İÇMEYİ KENDİSİ İSTEDİ"
Savunmasının devamında sanık Yazıcı, olay günü maktulü annesinin yanına hasteneye bıraktığını belirterek 'Bana beklememi söyledi. Hastaneden annesiyle çıktı. Annesini de eve bıraktık. Sonrasında benimle gelecek sanıyordum ama bana arkadaşlarından birinin Eskişehir'e gideceğini ve onunla görüşeceğini söyledi.
Sonra gece saat 04.00 sıralarında kendisini almamı istedi. Benimle daha önceden tuttuğum otel odasını gelmek, hatta uyuşturucu madde almamızı istedi. Taksim civarında parasını benim verdiğim uyuşturucu aldı. Sonra otele gittik. Kahveye uyuşturucu koyup içtik. Ben uyuyakaldım, kalktığımda ise maktul ifadelerimde belirttiğim şekildeydi. Olay bu şekilde gerçekleşti' şeklinde konuştu.
AYAĞINDAN UYUŞTURUCU ALDIĞINDAN ÇİP TAKILMIŞ
Maktul Sedanur Şen'in annesi olan müşteki Sevinç Şen duruşmadaki ifadesinde gözyaşlarını tutamayarak 'Ben evladımla en son hastanede buluştum. Ayağından uyuşturucu aldığı için enfeksiyon olmuştu. Günde 3 kere antibiyotik iğne oluyordu. Psikolojik ilaçlar da kullanıyordu. Ben uyuşturucu kullandığını biliyordum, kendisine çip takılmıştı ama bu süreçte kullandığını bilmiyordum.
Kızıma çip takıldığında doktor evde durmasını söylemişti. Olaydan 1 hafta önce kızım evde sıkıldığını, bir arkadaşının arabayla kendisini alacağını ve gezeceklerini söyledi. kızıma izin vererek yanına ilacını da verdim. Sonrasında da onu aradım. Bir süre sonra ilacını içtiğini söyleyerek sanıkla fotoğraf attı. O gün sıkıntı olmadan geldi ve evde durmaya devam etti' cümlelerini sarfetti.
GÖZÜ YAŞLI ANNE OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Beyanlarının devamında müşteki anne Şen, 'Olay günü kızım tekrar çıkmak istedi. Akşam evden çıktı. İğnesi için hastanede gece buluşmak için sözleştik. Ben hastaneye gittiğim de kızım da geldi. İğnesi yapıldıktan sonra 'Anne bana izin ver arkadaşım Eskişehir'e gidicek onu görmem lazım' dedi. Kızım aşırı sinirli ve öfkeliydi. Başta izin vermedim ama sonra bir şey diyemedim. Sanıkla beni eve bıraktılar. Sanık bana 'Kızınız bana emanet' dedi. Sonrasında kızım gece bana mesaj attı. İyi olup olmadığını sordu. Sonrasında gece 03.00 sıralarında yine akbili için benden 60 lira istedi. Sabah 07.00 da ilaç saatiydi, tekrar ulaşmak istedim ama cevap alamadım. En son ben bankadayken polisler beni aradı' diyerek sanıktan şikayetçi olduğunu belirtti.
"FOTOĞRAFTAKİ BEN DEĞİLİM"
Duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı sanığın 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçundan kaydı bulunduğunu ve cezalandırılmasını talep ederken mahkeme başkanının sanığa maktulün annesine attığı fotoğrafı göstermesi üzerine sanık Yazıcı, maktulle birlikte fotoğraf çekilmediğini söyleyerek fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu kabul etmedi.
OTEL GÖREVLİSİ SON HALİNİ GÖRMÜŞ
Duruşmada tanık olarak dinlenen Tekgül Y. ise otelde temizlik işlerinden sorumlu olduğunu, olay günü 40 numaralı odayı kontrol etmesinin istendiğini, odanın kapısını uzun süre çaldığını, bir süre sonra içeriden ayak sesleri geldiğini, sonrasında bir erkeğin 'Çıkıyoruz' dediğini, o sırada ekiple 39 numaralı karşı odayı temizlediklerini, tam çıkarken sanıkla karşılaştıklarını, sanığın elinde spor çantası olduğunu ve panikle kendisine 'Abla arkadaş uyanmıyor' dediğini, odanın kapısını araladığındaysa maktulün yatağın üzerinde öldüğünü anladığını, resepsiyonu arayıp polis ve ambulansa haber vermelerini söylediğini, ardından sanığın elini yüzünü yıkamak için karşı odaya gittiğini, ve elindeki çantayı kendisine vermek istediğini ancak kanul etmediğini, polis gelince ise çantayı açtıklarında çantada para ve silah olduğunu gördüğünü ifade etti.
"AİLESİYLE ARASI ÇOK BOZUKTU"
Mahkeme başkanının tanık Tekgül Y.'ye sanığın tuvaleti kullandığında sifon sesi duyup duymadığını sormasını üzerine ise tanık, 'Sifon sesi duydum' şeklinde cevap verdi. Duruşmada maktulün arkadaşı olan tanık Eda D. ise 'Olayın oluş şekline ilişkin bilgim yok ama maktulle 1 buçuk yıllık bir arkadaşlığımız vardı. Uyuşturucu kullandığını biliyordum. Tedavi gördüğünü bilmiyordum ama birkaç kez hastaneye yatırıldığını söylemişti. Ailesiyle arasının kötü olduğunu, babasının kendisini boğmak istediğini, evden kaçmak istediğini söylüyordu. Ben de gelip bende kalmasını söyledim. Sonrasında bana başka yerde kaldığını söyledi. Maktulle mesajlaşırdık. Bir keresinde evden kaçıp Balıkesir'e gittiğini de biliyorum' dedi.
TUTUKLULUK HALİ DEVAM EDECEK
Sanık avukatı duruşmada , 'Maktul olay günü 2 kez sanığın yanından ayrılmıştır. O süre zarfında kimlerle ne yaptığını, uyuşturucu kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Biz bu kişilere ulaşılmasını talep ediyoruz' diyerek sanığın beraatini talep etti. Duruşma sonu mahkeme ise sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı erteledi.