İçerisinde fitoplankton türlerin kendi üzerinde biriktirdikleri, silisyum, magnezyum, kalsiyum gibi zararlı olmayan elementler de var. Müsilaj malzemesi organik bir yapıya sahip olduğu için güneş ışığında fotooksidasyonla parçalanmaktadır. Toprakta gömüldüğü zaman da bakterilerin etkisiyle çürümektedir. Bu doğal bir süreçtir."
"KARADA BERTARAF KARARIYLA, ZATEN ÇÜRÜTÜLMESİ AMAÇLANMIŞTI"
Müsilajın tüm organik yapılar gibi çürüyerek, daha küçük yapılara ayrıştığını ifade eden Çağlar "Başka bir deyişle, tamamen organik maddeyi oluşturan karbon ve azot gibi yapısındaki bileşenlerine ayrılmaktadır. Müsilaj malzemesinin yapısını kimyasal yöntemlerle incelediğimizde, şekerli yapıyı ve deniz suyunda bulunan doğal elementleri yani zehirli olmayan, toksik olmayan elementleri gördük.
Şayet yapısında bir mikrokirletici varsa, yürüttümüz projeler tamamlandığında bunu göreceğiz. Müsilajın karada bertarafında, toprakta tamamen havasız ortamda organik maddenin parçalanması, bakterilerle çürütülmesi amaçlanmıştır" dedi.
"MÜSİLAJ DOĞAYA BIRAKILDIĞINDA YAPIŞMA TEHLİKESİ BARINDIRIR"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Kapıkıran ise müsilajın gömüldüğü toprakla ilgili uyarılarda bulundu. Müsilajlı toprağın başka bir yere nakledilmemesi gerektiğini belirten Kapkıran, "Tesislerin altında sızdırmazlık inşaası kuvvetli ise doğaya karışmadığını varsayabiliriz. Müsilajın doğaya bırakılması durumunda, içeriğindeki azot, fosfor tuzları ve başka mineraller müsilajın yapışkanlık özelliğinden dolayı yapışma tehlikesi barındırır.
Toplanan müsilajın içerisinde mutlaka algler, hayvansal ve bitkisel mikroorganizmalar var. Suda askıda bulunan diğer elementler içerisinde bulunabilir. Doğaya bırakılması durumunda, özellikle taban suyuna karışması söz konusu olabiliyor. Besin tuzları akiferlerdeki sularda tuzluluk yaratıyor. Yeraltı suları aslında tarımın ve insan kullanımının en önemli kaynaklarından birisidir" ifadelerini kullandı.