Hazırlanan uzman raporunda hastane personel kimlik kartının sahte olduğunun ve ilk bakışta sahte olacağının anlaşılamayacağı belirtildi. Raporlara karşı diyeceği sorulan sanık Ayşe Özkiraz, bir diyeceğinin olmadığını ve önceki savunmasını tekrarladığını söyledi.
Özkiraz'ın avukatı Oğuz Kağıtçı, raporların müvekkiline gönderilmesini isteyerek, "O zaman sağlıklı bir ifade verebilir. Birkaç kart, farklı kurumların kartı. Aynı olmadığı, aldatma kabiliyetine haiz bir evrak olduğunu taşımıyor. İbraz etmediği ve direkt evraklar da kendisine ibraz edilmemiştir. Evrakları sadece hastanede kullanmıştır. Evinde bulunmuştur, gözaltı için evinde arama yapılmasa onlar da bulunmayacaktı. Resmi belgede sahtecilik oluşması için evrakların daha sonra da kullanılması gerekiyor. Hastanede zaten misafir. Müvekkilimin hazırlattığı kaşeyi doktor bey kendisi kırıp atmıştır.
Doktor M. tanık olarak verdiği ifadede sanığın hastalara müdahale etmediğini, ameliyatlara girmediğini söylemiştir. Doktor M.'nin beyanına inanılıyorsa müvekkilim serbest bırakılmalıdır. Ancak inanılmıyorsa doktor bey de tutuklanmalıdır. Karşı tarafın avukatı benim müvekkilimin cezalandırılmasını istiyor. Fakat bu avukatlar doktor M. hakkında bir tahkikat yaptılar mı onu mahkemeye sunsunlar. Doktor neden görevinde, benim müvekkilim neden cezaevinde.
Doktor beyin bu tutuklama sürecinde hamle yapmasını beklerdik. Delilleri karartan doktordur, tutukluluk halinin devamını karar verecekseniz doktoru tekrar dinleyin. Bu aşamada mahkemeye olan inancımı da yitirdim. Sizin vicdanınıza göre karar vermenizi bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Savcı verdiği mütalaasında Ayşe Özkiraz'ın 'zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik', 'özel belgede sahtecilik' ve 'yetkisiz hekimlik suçlarını düzenleyen kanuna muhalefet' suçlarından cezalandırılmasını talep etti. Avukat Oğuz Kağıtçı, mütalaanın ardından, Ayşe Özkiraz'ın SEGBİS sistemi ile bağlanması nedeniyle okunan raporları ve mütalaayı tam olarak anlayamadığını belirterek, kendilerine süre verilmesini talep etti.