"BİZDEN YEĞENİMİN ORGANLARINI İSTEDİLER"
Hastane yönetimiyle görüştükten sonra çaresiz kaldıklarını ve Türk Başkonsolosluğunu aradıklarını anlatan Nuri Şahin, şunları kaydetti:
"Başkonsolosumuz geldi. Yani baktık yine burada olmuyor. Fransa'da kanunlar öyleymiş. Bizden yeğenimin organlarını istediler. Biz organları vermeyeceğimizi söyledik çünkü yaşıyor. Biz orada çaresiz kaldık. Gitmediğim hastane kalmadı. Orada Paris'te bu konuda kim uzmansa gittim. Böyle bir rapor verildiği için hiçbir hastane kabul etmedi. Bundan dolayı avukat savcılıktan Türkiye'ye getirmemiz için izin istedi. Avukat o izni aldı. Onun üstüne konsoloslukla görüştük. Konsolosluk, Sağlık Bakanlığı'yla bağlantı kurdu. O süreç biraz uzun sürecekti. Yeğenim gidiyor, onlar da bakmıyor. 'Artık fişi çekilmesi gerekiyor' dediler. Sonradan yeğenime bakmamaya karar verdiler. Yani serum vermediler. Bugün de çok büyük olay yaşadık orada, kalbi durdu. Ondan sonra müdahale etmek istemediler hastanede yeğenime. Babası kendisi kalp masajı yaptı. Bizim doktorlar o arada geldi. Ambulansa bindirdiler yeğenimi. Sonradan orada bir polis arabası ambulansın önünü kesti. Gençler buna itiraz etti, bağırdılar, çağırdılar. Şimdi çok şükür bitti. Hastanede yoğun bakımda tedavisini yapacaklar. Umudumuz çok büyük yani. Burada iyi olacağını düşünüyoruz."
OLAY
Başkent Paris'e 40 kilometre uzaklıktaki Elancourt kentinde 6 Eylül akşamı polis aracının karıştığı olayda 16 yaşındaki Şahin ağır yaralanmış; olaya ilişkin 2 polis gözaltına alınırken, biri "polisin dur ihtarına uyulmadığı" gerekçesiyle olmak üzere 2 soruşturma açılmıştı.
Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan ailenin avukatı Yassine Bouzrou, Şahin'in beyin ölümünün gerçekleştiğini belirterek medyada polisin perspektifinden yer alan, "gencin polislerin aracına vurduğu" yönündeki iddiaları yalanlamıştı.
Bouzrou, polislerin araçlarıyla Şahin'i takip ettiğini belirterek, olayla ilgili "kasten adam öldürmeye teşebbüs" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetmişti.