Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... Bizim hayvanlara olan sevgilimiz Osmanlı Devleti'ne dayanıyor.
Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... Bizim hayvanlara olan sevgilimiz Osmanlı Devleti'ne dayanıyor.
HAYVAN HAKLARI DEVLET TARAFINDAN KORUNUYORDU
O dönemde de hayvan hakları devlet tarafından korunuyordu. Öyle ki hayvanlara eziyet edenlere falaka cezası bile uygulanıyordu. Hatta ilk hayvan hastanesi Osmanlı döneminde kuruldu.
MİMAR SİNAN YAPILARINDA HAYVANLARI BİLE DÜŞÜNMÜŞ
Avrupalı seyyahların bile anlam veremediği bu sevgi pek çok motifte de yerini bulmuştu. Avukat Deniz Tavşancıl, "Binaların dış cephelerine kuş evleri yapılmış. Her çeşmenin altında yalak var.
O dönemde vakıflar kurulmuş. Kışın aç kalan kurtlara et verilsin diye kedilere ciğer verilsin diye vakıflar kurulmuş. Mimar Sinan'ın yapılarında hayvanların dinlenmesi için yerler yapılmış." ifadelerini kullandı.
"DÜNYA HALEN BUNA ULAŞAMADI"
Gazeteci-yazar Sadık Albayrak, konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Osmanlı Devleti döneminde hayvan haklarının nasıl korunduğunu anlatan Sadık Albayrak, "İkindi vaktinden sonra hayvanların çalıştırma yasağına dair ferman. İkindiden sonra hayvan çalıştıramazsın. Başka bir fermanda; yük hayvanlarına binme yasağı ve Cuma tatiline dair ferman diyor.
Yani güneşin doğumundan ikindiye kadar hayvan çalıştırabiliyorsun. Bu da 8-10 saat eder. Bu 8 saate hala dünya ulaşmış mı? Vakt-i asra kadar çalıştırabilirsin. Bir de Cuma günleri tatil var. Böyle bir medeniyet ve uygarlık görüldü mü?" ifadelerini kullandı.
İLK HAYVAN HASTANESİ OSMANLI DÖNEMİNDE KURULDU
Yayımladığı fermanlarla hayvanlara verdiği önemi gösteren Osmanlı Devleti, aynı zamanda dünyanın ilk hayvan hastanesini açmıştı.
Deniz Tavşancıl, "Osmanlı'da kağnı çeken hayvan ya da orduda kullanılan hayvanlar yaşlandıklarında mezbaya gönderilmemiş ömür boyu bakılması için çiftliklere yerleştirilmiş. Dünyada ilk hayvan hastanesi kurulmuş. Osmanlı döneminde sonbaharda dönemeyen leylekler için kurulmuş. Bu kadar hassasiyeti olan bir geçmişimiz var." şeklinde konuştu.
Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurebahane-i Laklakan, dönemi için oldukça ileri bir adımdı. Dünyada bir başka eşi benzeri yoktu. Osmanlı döneminde, yük hayvanlarının yaşlandıktan sonra iyi bakılmaları için sahiplerinin maaşa bağlanması, yaralı kuş evleri gibi yenilikler güzel örnekleriyle karşımıza çıkıyor.
Eski Hayvan Hakları Merkezi Başkanı avukat Deniz Tavşancıl, "Osmanlı dönemindeki hayvan sevgisi değil o gün bugün bile örnek teşkil edecek şekilde." dedi.
"TÜRKİYE BU KONUDA EN İNSANCIL ÜLKELERDEN BİRİ OLABİLİR"
Türkiye'yi ziyarete gelen İngiliz turist, "Türkiye'de neden sokakta bu kadar çok hayvan olduğunu bilmiyorum, geldiğimde onları beslemeye çalışıyorum. Ama bunu çok seviyorum. Türkiye'ye her geldiğimde buraya gelip onları besliyorum." dedi.
Gönüllü barınak yöneticisi Meral Olcay, "Kanada da hiç yok ben orada büyüdüm. Orada sokakta hiç yok hepsini barınağa alıyorlar eğer bulamazlarsa sahiplerini öldürüyorlar. Türkiye bu konuda en insancıl ülkelerden biri olabilir." dedi.
İstanbul'u anlatan fotoğrafların birçoğunda o sokaklarda caddelerde kediler kuşlar köpekler olur. Çünkü bizler bu hayvanlarla iç içe yaşamaya alışkın bir milletiz. Ancak ne yazık ki bazen hediye olarak alınan kediler köpekler sokaklara parklara terk edilebiliyor.
Öyle ki bu yüzden bazı parklara uyarılar asılıyor. Parklarımıza hayvan terk etmek 5199 sayılı kanına göre cezai işleme tabiidir.