Her yıl İslam dünyasında büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan mübarek üç aylar, 12 Ocak Cuma günü ile başlayarak Müslümanların manevi hayatında önemli bir dönemi müjdeliyor. Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan bu kıymetli zaman dilimi, müminlere dini duygularını daha yoğun bir şekilde yaşama, ibadetlerine daha fazla vakit ayırma ve günlük yaşantılarını manevi bir perspektiften değerlendirme imkanı tanıyor.
Hazreti Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili'nin 6 Şubat'ta ve "ramazanın müjdecisi" Berat Kandili'nin 24 Şubat'ta idrak edilmesinin ardından Müslümanlarca "on bir ayın sultanı" olarak tanımlanan ramazan ayı 11 Mart'ta başlayacak. Kur'an-ı Kerim'de "Bin aydan daha hayırlı" olduğu bildirilen Kadir Gecesi, ramazanın 27. gecesi olan 5 Nisan'da idrak edilecek ve Müslümanlar 10 Nisan'da Ramazan Bayramı'nı karşılayacak.
MİRAÇ KANDİLİ NEDİR?
Sözlükte "yukarı çıkmak, yükselmek" anlamındaki urûc kelimesinden türeyen ve 'yukarı çıkma vasıtası, merdiven' anlamlarına gelen Miraç kelimesi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in göğe yükselip Allah katına çıkışını ifade ediyor.
Mescid-i Harâm'dan Mescid-i Aksâ'ya gidiş ve Mescid-i Aksâ'dan göğe yükseliş şeklinde iki ayrı bölümde anlatılırken bu bölümler de "isrâ ve mi'rac" kelimeleriyle adlandırılıyor. Sery (geceleyin yürüme, gece yolculuğu yapma) kökünden türeyen isrâ' Kur'an'da mâzi sîgasıyla yer almış ve sûreye ad olmuştur. Buna göre Allah, kudretinin işaretlerini göstermek için kuluna (Hz. Peygamber) Mescid-i Harâm'dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksâ'ya geceleyin bir seyahat yaptırmıştır (el-İsrâ 17/1). Mi'rac kelimesi Kur'an'da geçmemekle birlikte çoğul şekli olan meâric "yükselme dereceleri" mânasında Allah'a nisbet edilmiştir (el-Meâric 70/3). Ayrıca "merdiven" anlamında meâric bir âyette ve urûc kökünden türemiş fiiller çeşitli âyetlerde yer almaktadır (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, "ʿarc" md.).
MİRAÇ GECESİ NE OLDU?
Birçok hadis kaynağında bahsedilen Miraç hadisesi kaynaklarda şöyle ifade ediliyor:
Bir gece Resûlullah, Kâbe'de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrâil geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis'e götürdü.
Resûl-i Ekrem Mescid-i Aksâ'da iki rek'at namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrâil, onu alıp dünya semasına yükseltti.
Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülma'mûr'un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrâhim'le buluştu.
idretü'l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah'ın huzuruna çıktı.
