İstanbul Üniversitesi'ndan "İliç" raporu! Ne kadar büyüklükte alan etklindi? 20 milyon metreküp kayma... | Bilirkişi raporu ortaya çıktı

Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiyi arama kurtarma çalışmaları sürerken İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü akademisyenlerince bölgeye ilişkin rapor paylaşıldı. Toprak kaymasıyla ilgili hazırlanan ön inceleme raporunda, yaklaşık 112 metrelik yığın yüksekliğine sahip alanda 20 milyon 160 bin metreküplük bir kütlenin kaydığının değerlendirildiği belirtildi. Öte yandan İliç ile ilgili bilirkişi raporuna da ulaşıldı. Raporda hatalar sıralandı. İşte detaylar...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Şubat 2024 , 16:43 Güncelleme Tarihi :17 Şubat 2024 , 17:23
İstanbul Üniversitesi’ndan İliç raporu! Ne kadar büyüklükte alan etklindi? 20 milyon metreküp kayma... | Bilirkişi raporu ortaya çıktı

İÇİNDEKİLER

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü akademisyenlerince, Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasındaki toprak kaymasıyla ilgili ön inceleme raporu hazırlandı.

Bölgenin Google Earth görüntüsüBölgenin Google Earth görüntüsü

Üniversite tarafından paylaşılan raporda, Erzincan'daki altın madeni ocağında yaşanan durum incelendiğinde, olayın yığın liçi yapılan bölgedeki şevin (eğimli yüzey) kaymasıyla gerçekleştiğinin anlaşıldığı belirtilerek, "İliç'teki yığın liçi sahası, 2021 yılı Google Earth uydu bilgilerine göre, her biri 8 metre yüksekliğe sahip 31 basamaktan oluşmakta olup, genel şev eğimi 2,5Y:1D şeklindedir. Sahada yığın liçi için oluşturulmuş olan şevin, şev kaymasına sebep olan kısmının ise yine aynı verilere göre 8 metre yüksekliğindeki 14 basamaktan oluştuğu anlaşılmaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

112 METRE YÜKSEKLİK 177 BİN METRELİK ALAN ETKİLENDİ
Raporda, şunlar kaydedildi:

"2021 yılı uydu görüntüleri dikkate alınarak yapılan ilk incelemelere göre, ocak içerisinde 14 adet basamaktan oluşan bir liç yığınının olduğu ve basamak yüksekliğinin 8 metre olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 112 metrelik bir yığın yüksekliğine ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu da akmanın gerçekleştiği alanda çıkarılan ve liç işlemine tabi tutulan malzemenin yaklaşık 177 bin metrekarelik bir alanı etkilediği ve yaklaşık 20 milyon 160 bin metreküp hacimlik bir kütlenin kayarak ve akarak yaşanan sorunun meydana geldiğini göstermektedir. Kayma ve akma yaşanan bölge, yakında bulunan Fırat Nehri ve üzerinde bulunan HES barajına yakın olup, kayma sonrası akma da bu yöne doğru gerçekleşmiştir. Sahanın bulunduğu bölgede irili ufaklı fayların olduğu da anlaşılmaktadır."

Bir mühendislik girişimi sonucu insan eliyle oluşturulan herhangi bir pasa (madenlerin arasında çıkan taş, toprak vb. yabancı nesneler) atık sahası, döküm sahası veya yığın liçi sahalarında oluşacak şev yenilmelerinin nedensiz ve habersiz olarak gelmeyeceğinin bilindiği aktarılan raporda, üstelik bu yığma materyaller kohezyonsuz, gevşek ve suya doymuş zayıf yapıda ise bu şev kütlesinin yenilme mekanizması, zaman deformasyon ilişkisi, topoğrafik değişmeler, şev geometrisi, yağış miktarları gibi birincil faktörlerin birlikte sorgulanarak önemle ve dikkatle izlenip değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Raporda, "Olası bir sabit hızlı deformasyon başlangıcında, zaman geçirmeksizin oluşan çekme çatlaklarının kapatılarak su girişinin önlenmesi, yüzey drenajı için kanalların oluşturulması, genel şev açısına uygun basamaklar oluşturulması, yığın şevlerinin üzerinde ve etrafında tepecik ve çukurların oluşumlarının engellenmesi gibi önlemler, bu tür riskli yığın ve atık şevlerinde ivedilikle alınması gereken önlemlerdir." ifadelerine yer verildi.

Bütün kritik güvenlik katsayısı sınırlarında çalışılan işlerde olduğu gibi madencilik çalışmalarında da sürekli gözlem ve denetim ölçümlerinin yapılmasının zorunluluk olduğu belirtilen raporda, bu büyüklükteki bir yığının stabil olarak kalabilmesi için de maden mühendisliği disiplinine sıkı sıkıya bağlı kalınmasının, çevre koşullarının da dikkate alınarak konunun uzmanı kişilerce düzenli olarak takip edilmesinin önemi vurgulandı.

Raporda, bahsi geçen sahada, kazı yöntemleri ile üretilen malzemenin kırma eleme tesisinde boyutlandırılarak yığın haline getirildiği ve içerisindeki altın cevherini elde etmek amacıyla siyanür kullanılarak yığın liçi işlemi ile altın kazanımı gerçekleştirildiği aktarıldı.

Liç işleminin, "çözücü özelliği olan sıvı kimyasalların kullanılarak kıymetli metallerin kazanıldığı hidrometalurjik bir işlem" olarak tanımlandığı raporda, bu işlemin cevher hazırlama disiplininde yer alan boyut küçültme süreçleri sonrasında artırılan malzeme yüzeyinin kıymetli minerali kazanmak için bir çözücüyle muamele ettirilmesi prensibine dayandırıldığı kaydedildi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA ULAŞILDI
Ayrıca bölge için oluşturulan bilirkişi raporuna da ulaşıldı. Sabah'ta yer alan bilgiye göre bilirkişi raporunu 2 A sınıfı iş güvenliği uzmanı, 1C sınıfı iş güvenliği uzmanı, çevre yüksek mühendisi, jeoloji mühendisi, İnşaat mühendisi ve ziraat mühendisinden oluşan 7 kişilik ekip hazırladı.

15 Şubat 2024'te hazırlanan rapor savcılığa sunuldu. Raporda, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekili Kanada uyruklu Jain Ronald Guille'nin alt işveren Çiftay, Kar-Sa, Asil Çöplerler, Asil Keklikler şirketlerini yeterince denetim ve gözetime tabi tutmadığı tespit edildiği vurgulandı. Bu nedenle Guille'nin tali kusurlu olduğu belirtildi.

OPERASYON DİREKTÖRÜ ÇATLAKLAR KONUSUNDA TEDBİRSİZ DAVRANMIŞ
Raporda, Operasyon Direktörü Vekili Abdülkadir Cansız'ın şantiyede ortaya çıkması muhtemel tehlikeli durumların belirlenerek risklere dönüşmesine yol açan faktörleri analiz ettirmediği belirtildi. Ayrıca Cansız'ın çalışanları risklerden korumak için gerekli tedbirleri aldırmadığı, iş yerinde çalışanların sağlıklarını olumsuz yönde etkilenmemesi hususunda gerekli gözetim ve denetim mekanizmasını kurdurmadığı vurgulandı. Cansız'ın yetkili biri olarak sabah yığın liçinde oluşan çatlakların şantiyede olumsuzluklara yol açabileceği konusunda tedbirsiz davranış sergilediği tespit edildiği ve bu nedenle asli kusurlu olduğu ifade edildi.

BÜYÜK RİSK OLDUĞUNU BİLE BİLE YOLU KAPATTIRMADI
Proses Oksit Müdürünün ise yığın liçinde meydana gelen açıklık ve çatlaklarla ilgili büyük risk oluşturacağını bilmesine rağmen yolun kapatılması talimatını vermediğinin altı çizildi. Müdürün yolun kapalı olması talimatını vermesi durumunda yığın liçi altında çalışan olmayacağı belirtildi.

Çatlakların büyük risk oluşturacağını bilmesine rağmen bunları göz ardı ettiği, tehlikeli davranış sergilediği ve meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu ifade edildi.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI DEFALARCA UYARMIŞ
Oksit Operasyon Başmühendisinin yığın liçinde meydana gelen çatlaklar konusunda iş güvenliği uzmanı tarafından defalarca uyarılmasına rağmen solüsyon verdiği ve yığın liçinde hareketi hızlandırdığı, çatlakların belli aralıklarla gelmesini gördüğü halde bunu hiçe saydığı belirtildi. Başmühendisin asli kusurlu olduğu bilirkişi raporunda anlatıldı.

KONTROLÜ YAPSAYDI ÇATLAKLAR OLUŞMAZDI
Asli kusurlu bulunan üretim mühendisi olarak bilinen oksit operasyon mühendisinin yığın yapılan serbest malzemenin çimento şerbetiyle birbirine yeterince karışıp yapışıp yapışmadığını kontrol etmediği ifade edildi. Uyarılar yapılmasına rağmen bunu dikkate almadığı, üretim mühendisi olarak yığınlarda çatlakların oluşmaması ve akmaması için sahada imalat aşamasında yeterli planlamanın eksik olduğu, bu çatlakların akmalara yol açacağını ehil biri olarak bilmesine rağmen işlere devam ettiği, alanı güvenli hale getirmediği ifade edildi.

SOLÜSYON HAREKETE HIZLANDIRDI
Borulama Süpervizörünün iş tecrübesi dikkate alındığında meydana gelen çatlakların normal olmadığını bilmesi ve bu konuda solüsyona (siyanür ve su karışımı) devam ettiği ve malzemenin hareketi hızlandırdığı, bu konuda dikkatsiz davranış sergilediği tespit edildi. Raporda süpervizörün kazada asli kusurlu olduğu ifade edildi.

İŞÇİLERİN CAN GÜVENLİKLERİNİ HİÇE SAYDILAR
Ayrıca Çiftay A.Ş. vardiye mühendisi ve saha formeni, Karsa A.Ş. mühendisi ve formeni, şirket müdürleri, Çöpler A.Ş.'nin şirket müdürleri, Asil Keklik A.Ş.'nin saha süpervizörleri çalışma ortam ve gözetimi yapmadıkları, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ve alınması gerekli tedbirler konusunda bilgilendirmedikleri için tali kusurlu bulundu. Bu isimlerin sabah tespit edilen yığın içindeki çatlakların bilinmesi ve bu durumun liç yığınının altında çalışma konusunda yeteri kadar tedbir almadıkları tespit edildi.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI GEREKLİ UYARILARI YAPMIŞ
İş Güvenliği Uzmanının yığın içinde meydana gelen çatlaklar konusunda üretim mühendislerini uyardığı ifade edildi. Bu nedenle kusurlu bulunmadı.

İLİÇ'TE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Öte yandan Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden 3'ünün, "manganez ocağı"nda olduğu ihtimali üzerinde durulması üzerine çalışmalar bu bölgede yoğunlaştırıldı.

İlçeye bağlı Çöpler köyündeki maden ocağı sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında kaybolan 9 işçiyi arama çalışmaları, devam etti.

Maden ocağında olay günü toprak kayması, iki yönlü olarak gerçekleşerek yığın liç alanından dere yatağı ile hemen arkasında bulunan "manganez ocağı" bölümüne doğru aktı.

Ekiplerin izlediği güvenlik kamerası görüntüleri sonucu çalışma yapılan bazı noktalarda metal yoğunluğu tespit edildi.

Maden sahasında toprak kaymasının ilk yaşandığı yığın liç alanının arka kısmındaki "manganez ocağı" bölümü de çalışmalarda metal yoğunluğu belirlenen noktaların arasında bulunuyor.

Olay anında bu bölgedeki yol üzerinde hareket halinde olan iki aracın, toprak kaymasının etkisiyle yığın liç alanının arka bölümünde yer alan "manganez ocağı"na düştüğü değerlendiriliyor.

İlk günden itibaren ciddi heyelan riskinin devam ettiği alanda, riskin azalması üzerine çalışmalar yoğunlaştırıldı.

Geçmişte kullanılan "manganez ocağı"na doğru gelen heyelan nedeniyle burada yaklaşık 35 metre yüksekliğinde 1,5 milyon metreküp toprak yığını olduğu düşünülüyor.

Ekipler, iş makineleriyle bölgede çalışma yürütüyor.

Derin bir oyuk halinde ve toprak kaymasını önlemek için "şev" yapılan bu ocakta daha önce araçlara ait bazı parçalar bulunmuş ve izlenen güvenlik kamerası görüntüleri ile bulgulardan yola çıkan ekipler, kayıp 3 işçi ile 2 aracın bu noktada olduğu ihtimali üzerinde durmuştu.