Öksüz, "Amerika'daki otopsi sonucu henüz çıkmadı. Bu 3-4 aylık bir süreç olduğu Amerika'nın adli makamları tarafından tarafımıza iletildi. Bununla beraber tabii ki darp yahut kanında bir yabancı maddenin olup olmadığıyla alakalı somut bir tespit varsa, bu yabancı maddenin miktarı, cinsi, yoğunluğu, öldürmeye ilişkin elverişli olup olmadığı, bunun yanında Yağmur'un aç bırakılıp bırakılmadığı yahut başkaca bir şekilde eziyet edilip edilmediğiyle alakalı bir otopsiden sonuç çıkmasını bekliyoruz. Siz de takdir edersiniz ki otopsiyle alakalı süreçlerin hızlı olarak ilerletilmesi lazım. Yağmur 3 Nisan'da vefat etti. Ölümünden bu yana 30 gün geçti. Bu sebeple Türkiye'de yapılan otopsi ile alakalı sonuçların ne kadar sağlıklı olacağını biz bilemiyoruz fakat en azından aç bırakılıp bırakılmadı yahut kanında yabancı madde olup olmadığıyla alakalı somut bir şeylerin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz." diye konuştu.
SEVGİLİSİNİN ANNESİNE SUÇ DUYURUSU
Avukat Öksüz, Yağmur Taktaş'ın sistematik bir şekilde işkence ve şiddete uğrayarak öldürülmesinde sevgilisinin annesinin azmettirici olabileceğini düşündükleri için ayrıca suç duyurusunda bulunduklarını şu sözlerle kaydetti:
"Şüphelinin Yağmur Hanım'a karşı gerçekleştirmiş olduğu şiddet, tehdit, hakaret eylemleri mevcut. Bununla alakalı birtakım soruşturmalar ve kovuşturmalar halihazırda zaten devam ediyor. Bununla alakalı Yağmur Hanım'ın zaten şikayeti akabinde gerekli adli prosedürler başlatılmış. Yağmur Hanım'ı daha önceden bir organını, bir uzvunu kaybetmesine neden olacak kadar ciddi bir şiddet eylemi gerçekleştirilmiş.
Yağmur Hanım bu şiddet eylemi neticesinde dalağını kaybetmiş ve boydan boya, boynundan aşağıya kadar uzun bir kesikle bir operasyon gerçekleştirilmiş. Yağmur Hanım'ın kaşlarının tıraşlanması, saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence durumu söz konusu. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Bununla beraber elimizdeki bilgi ve belgelerden zaten Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, çantasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor.
Yağmur Hanım'ın mesajlaşmalarından, belgelerinden bunu da anlayabiliyoruz. Zaten bu zorla tutulma akabinde hürriyeti tahdit neticesinde Yağmur hanım maalesef şu anda aramızda değil. Maalesef kaybettik. Bununla alakalı zaten bilgi ve belgeleri de savcılığımıza sunduk."