Çamaşır makineleri, hayatımızı kolaylaştıran en büyük araçların başında geliyor. Elle yapılacak ve saatlerce sürecek zahmetli işlemleri dakikalar içerisinde eksiksiz olarak yerine getiren makineler, insanların hem zamanını hem de enerjisini korumasını sağlıyor. Türkiye'de yaygın olarak kullanılan 35 ve 40 derecelik sıcaklıklar, çoğu zaman mevsim ve yıkanacak giysinin durumu ile leke yapısına göre değişiklik gösterebiliyor.
ZORUNDA KALINMADIKÇA 40 DERECEYİ KULLANMAYIN
Çamaşırları 40 derecede yıkamaktan kaçınmak gerektiğini belirten uzmanlar, bu sıcaklık artışının karbon ayak izi konusunda önemli etkilerinin olduğunu vurguladı. Günlük hayatta kullandığımız birçok çamaşır, 30 derecelik sıcaklıklarda hatta soğuk su ile bile yıkanabilecek durumda. Sıcak su üretmek için çalışan mekanizmalar, genellikle atmosfere sera gazı salınmasına neden olurken, fosil yakıtlardan elde edilen enerji miktarını da yukarı çekiyor. Daha düşük sıcaklıkları seçmek, çevresel ayak izinizi en aza indirmeye yönelik küçük ama önemli bir adımdır.
DÜŞÜK SICAKLIKLAR ÇOK DAHA EKONOMİK
Çevresel hassasiyetlerin yanı sıra, 40 derecelik sıcaklıklarda yıkama yapmak birçok insan için pahalı olabilir. Suyu ısıtmak için ihtiyaç duyulan enerji, elektrik faturalarını yüklü hale getirmekte. Daha düşük sıcaklıklar kullanılarak harcanan enerji miktarı düşürülebilir ve bu durum faturalarda önemli bir azalmayı beraberinde getirir. Modern deterjanlar, soğuk ile tepkimeye girmeye uygun şekilde üretiliyor. Bu sayede bütçenizden tasarruf ederken temizlikten ödün vermenize gerek kalmaz.