Yaklaşık 480 milyon yıl öncesine tarihlenen Ordovisyen Dönemi, deniz yaşamında köklü değişikliklerin yaşandığı ve pek çok canlı türünün yok olduğu bir dönem olarak biliniyor. Bu dönemde yaşanan kitlesel yok oluş olayları bugünkü çevresel tehditlerle paralellik gösteriyor ve bilim insanları benzer olayların gelecekte de yaşanabileceği konusunda uyarıyor.
EN BÜYÜK TEHDİT
Günümüzde ise küresel ısınma, çevresel değişimlerin ana tetikleyicisi olarak ön plana çıkıyor. Uzmanlar, artan sera gazı emisyonları ve insan etkinliklerinin atmosferdeki gaz konsantrasyonlarını yükselttiğini, bu durumun da küresel iklim değişikliğine neden olduğunu belirtiyor.
Küresel ısınmanın etkileri, artan sıcaklıklar, deniz seviyesindeki yükselme, buzulların erimesi ve ekstrem hava olaylarının artışı gibi ciddi sonuçları beraberinde getiriyor.
Özellikle kıyı bölgeleri, erozyon ve tuzlanma sorunlarıyla karşı karşıya kalırken tarım alanlarındaki verim kaybı ve su kaynaklarının azalması insan yaşamını doğrudan etkiliyor.
Dünya için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak amacıyla uluslararası toplum çeşitli önlemler alıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, karbon emisyonlarının azaltılması ve çevre dostu politikaların teşvik edilmesi gibi stratejiler öne çıkıyor. Ancak uzmanlar, bu çabaların yeterli olup olmadığını sürekli değerlendirmenin ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın tüm dünya insanların ortak sorumluluğu olduğunu vurguluyor.
