Tenis dünyasında oyuncular tarafından kiremit tozu içeren toprak kortlara verilen isimlerden sadece ikisini başlık yaptık. Tenisin en zor zemini. Yavaş ve kaygan. Yumuşaklığı bacaklar için sağlıklı. Ama kortta çok daha uzun kalıyorsunuz ! İki ucu başka tellerden çalan bir değnek. İzlemesi en güzel tenis te orada.
Evet toprağın sesi Avrupa'dan gelmeye başladı.
Bir süre önce yeni dünyadan izlenimlerimizi aktarırken toprak kortlardan büyük sürprizler beklediğimizi yazmıştık. Bu sürprizler eski dünyadaki ilk kapışma olan Monte Carlo'da kendisini göstermeye başladı. Haşmetmeabları Roger Federer'in olmadığı turnuvada Andy eMurray, Del Potro, Berdych, Cilic, Tipsarevic, Simon, Kohlschreiber, Almagro gibi ağır toplar çeyrek finali bile göremediler.
Finlilerin yegane teniscisi 31'lik Nieminen önce Raonic sonra da Del Potro'yu yenerek Djokovic'e rakip oldu. Ama Sırp'a karşı çok zayıf kaldı.
İSVİÇRELİNİN ALERJİSİ
İlk çeyrek-final maçında İsviçreli Wawrinka Fransızların birinci adamı Tsonga ile karşılaştı.
Dünyanın en iyi backhand'ine sahip olan İsviçreli müzmin hastalığı olan "uzun maç alerjisine" yenildi.
İkinci çeyrek-final "toprağın kralı" Nadal ile 21 yaşındaki Bulgar Dimitrov arasındaydı.
Oyunu Federer'i andırdığından "Baby Fed" lakaplı ve Dünya Gençler şampiyonu olarak (büyük antrenör İsveçli Peter Lundgren ile birlikte geldikleri) 2009 yılında İstanbul'da ancak wild-card ile oynayabilen Dimitrov (ilk turda Mahut'u yenip, Fischer'e yenilmişti) kendisine bağlanan umutları boşa çıkarmayacak gibi. Nadal sakatlıktan çıkan vücudunu korumak için voleye gelerek puanları kısaltmaya çalışıyor. Ama Bulgar raket filede onun ayaklarını dibine öyle kısa toplar attı ki ne yapsa çıkaramadı.
YILDIZLARIN GÜCÜ
Teniste yıldızların olmadığı turnuvalar hiçbir şeye benzemiyor. Zira bu yıldızlara karşı her tenisci varını yoğunu ortaya koyuyor ve bu da izleyiciye azami zevk veriyor. Dimitrov da elinden geleni yaptı ve son sette bizler hani neredeyse "en büyük sürpriz gerçekleşiyor" derken müthiş fiziği ve tecrübesiyle bir anda maçı Kral'ın lehine deviriverdi. Ama şüpheniz olmasın ki 34. sıraya tırmanan Dimitrov'u önümüzdeki yıllar bol bol izleyeceğiz.
Üçüncü çeyrekte dünya 9.su olan Fransız Gasquet bir diğer sürpriz adam İtalyan Fognini'ye iki sette yenildi. İtalyan burada ilk 10'dan iki raketi eledi ama yarı-finalde Djokovic'e rakip olabilecek biri değildi...Maç 50' bitti. Nadal'da Tsonga ile 1'36" süren kritik bir yarı-final oynadı. Tsonga 5-1 geriye düştüğü ikinci sette 4 kez maç puanı çevirdi. Sonunda İspanyol maçı 63 ve 76 kazandı.
YAĞMURUN GÜCÜ
Finale ramak kala yağan yağmurun sahayı süratlendirmesi Djokovic'in her ne kadar lehine idiyse de gün Sırp raketindi. Nadal'ın maçı çevirmek için başvurduğu her çaba Djokovic'ten anında bir yanıt aldı. Maç belki iki sette (62, 76) bitti ama 1'52"lık süre puanların uzunluğunu gösteriyor. Hak eden kazandı.
Ayrıca bu Djokovic'i de uzun bir süre kimse kürsüden indiremez.
YAYINCININ ÖZENSİZLİĞİ
Ödül törenini yarıda keserek alakasız bir futbol yayınına giren yayıncı kuruluş spora, sporcuya ve izleyiciye biraz daha saygı gösterse daha iyi olmaz mı ? Spor izleyicisi "kumar" tutkunlarından daha mı az ? Bilmem yanlış mı düşünüyorum yoksa bu zamanda çok mu safım !