Kurulan tezgahları da çalıştırmayız.
Suriye'de, Yemen'de, Sudan'da, Gazze'de, Kıbrıs'ta gerçekleştirilen her hamlenin yansıması AKDENİZ'de olmaktadır. Bu gerçek ışığında, Katar'da, Cibuti'de, Sudan-Sevakin Adası'nda, Somali'de Türkiye'nin kurduğu deniz üsleri, çok anlamlı sonuçlara imza atmaktadır. 130 yıl öncesine gidelim.
İngilizler, Mısır'a (Süveyş) Kıbrıs'a neden çökmüşlerdi? Tezgâhlar kurarak stratejik hamleler yapıyorlar, deniz geçişlerini kontrol ederek, sömürgecilikte sınır tanımıyorlardı. 1878'lerde çöktükleri Kıbrıs'tan yıllar sonra 1959 Londra anlaşmalarına imza attırarak, Rum Kesimi'ndeki Ağrotur ve Dikelya üslerini korumaya aldırdılar. Bu üsler, yüzyıl geçmesine karşın, yine özellikli, yine stratejik konumlu. Başkan Tayyip Erdoğan, DERİN OYUNU çok iyi okumaktadır. Buna yönelik deniz stratejimizi revize etmektedir. Bakınız KIBRIS etrafında, dünyanın tezgâhı dönüyor. 1959'da, Londra anlaşmaları bağlamında rahmetli Adnan Menderes'in attığı imzaların uzandığı hayati noktaları görüyorsunuz. 1974 yılında Kıbrıs'a çıkan Türk Ordusu'nun geleceğin olaylarına da neşter atma şansı yakalamış olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.
SONUÇ: Türkiye tarafından uygulamaya konulan MAVİ VATANI KORUMA STRATEJİSİ etkili taktiklerle uygulanıyor. DOĞU AKDENİZ'DE ENERJİ KRİZİ VE TÜRKİYE'NİN GİRİT ADASI'NA KADAR UZANAN KITA SAHANLIĞI VE KITA SAHANLIĞI ÜZERİNDE PETROL-GAZ ARAMA HAKKIMIZI ARTIK KİMSE ALAMAZ.