Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinin konserler için ödedikleri paralar, gündemin en heyecanlı konuları arasında. Garip olan tartışmaların dışarıdan çok CHP içinden kaynaklanıyor oluşu.
ABB'nin konserler için ödediği astronomik rakamlarla ilgili yayınların arkasında Saraçhane medyasının olduğu söyleniyor. Hedef de, tahmin edilebileceği gibi ağır ol molla desinler prensibiyle hareket edip, pek etliye sütlüye karışmayan ABB Başkanı. Konunun özü ise 2028'deki seçimler için muhtemel CHP adayları arasında başlayan, ne zaman ve nasıl biteceği bilinmeyen kavgayı kazanmak.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin konserlerle ilgili ödemeleri, dudak uçuklatıcı. Candan Erçetin'e 80 milyon, Mor ve Ötesi grubunun solisti Harun Tekin'e 71 milyon ve Ebru Gündeş'e 69 milyon lira ödenmiş. Üstelik, bunlar şimdilik açığa çıkanlar. Yani devamı var…
On milyonlarca lira ödenen konserler konusunda Ankara Büyükşehir Başkanı'nın, konuyu araştıracağını söyleyip 10 gün sonra, çok laf etse de aslında herhangi bir şey söylemeyişi, işin hoş tarafı. Belli ki tepkilerin azalması için zamana oynadı. Belediye faaliyeti olarak yapılan ve tabii ki hepsinde kendisinin de arzı endam eylediği konserlere Ankaralıların ne kadar parasının gittiğini Mansur Yavaş'ın bilmemesi, olacak şey değil çünkü.
Yavaş'ın, harcamaları izaha yönelik açıklamasında, konserlere ödenen paranın belediye bütçesinin küçük bir kısmı olduğunu iddia etmesi, akıllara böyle bir oranı ayırma mecburiyeti olup olmadığı sorusunu getirdi.
Kültür sanat programlarına kimsenin itirazı olmasa da birkaç isme ödenen on milyonlarca liranın tartışılması gayet normaldi ve harcamaların dökümü de kafaları karıştırdı. Benzer organizasyonlar konusunda uzman olanlar, Yavaş'ın açıklamalarını gerçeklerden uzak bulurlarken, meselenin konserden daha çok 'cukka' ile ilgili olduğuna dikkat çektiler.
ABB'nin konserleri ile ilgili bilgilerin Saraçhane taraflarından estiği, biliniyor. İBB'nin 2019'dan beri düzenlediği ve toplamda 5 milyar lirayı aştığı tahmin edilen konserlerle ilgili bilgilerin de yakında Ankara yönünden esmesi, kuvvetle muhtemel.
Durum, 'tencere dibin kara, seninki benden kara' sözündeki gibi. Konserlere hakikaten yüksek paralar verdikleri kesin olan iki başkan arasındaki tartışmanın devam edeceği, aşikar.
Mevcut medyasının yeterli olmadığını düşünen başkanlardan birisinin yeni medya kuruluşları için düğmeye bastığı ve bu arada diğerinin de benzer konulara eğilme yanında her ihtimale binaen bir de parti kurdurduğu haberleri, çatışmanın süreceğini gösteriyor.
Hangisinin tenceresinin dibinin daha kara olduğu yanında İstanbul ve Ankara halkının bu hususta ne düşündükleri, önemli…
Çok daha önemlisi ise ikisi de hizmet özürlü İmamoğlu ve Yavaş'ın, nasıl olup da bulunmaz Hint kumaşı olduklarına inanabildikleri…