Özgür Özel'in, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ilan ettikleri İmamoğlu'nun siyasi yasaklı olması durumunda ne gibi bir yol izleyecekleri sorusuna verdiği cevabı duyduklarında, 'bu adam ne içiyor acep?' diye düşünenlerin sayısı oldukça fazla olmalı.
İmamoğlu aday olamazsa, yerine kendisini feda edecek (!) biri aday olacak ve seçimi kazanınca da uygun bir göreve geçip koltuğu İmamoğlu'na devredecekmiş. Anlattıkları ona göre çok basit olsa da bunun en azından iki genel seçim ve bir de referandum gerektirdiği düşünülürse, Özgür Özel'in sayı saymayı bilmediği söylenebilir. Bu arada diploma meselesinin ne olacağı da belirsiz.
'En yüksek oyu alacak kişi aday olur ve kazanınca Ekrem Bey'in seçilmesi için harekete geçilir. Ekrem Bey seçilince o kişi başka bir göreve geçer. Ekrem Bey de yürütme görevi, başbakanlıksa başbakanlığa, Cumhurbaşkanı ise cumhurbaşkanlığına gelir' şeklindeki muhteşem formülü duyup, Nasreddin Hoca'yı hatırlamamak, olmaz.
Özel'in anlattıkları, alacağını isteyen komşusuna 'tarlamı dikenli telle çevirdim, koyunlar oradan geçerken tellere takılacak yünleri toplayıp satacak ve borcumu kapatacağım' diyen Nasreddin Hoca'nın, alacaklının dayanamayıp gülmesi üzerine, 'peşin parayı görünce nasıl da gülersin, köftehor' demesi gibi bir şey.
Konuyla alakalı sözlerinin birçok kişinin kafasını karıştırdığı söylenebilecek Özgür Özel'le ilgili En hoş değerlendirmelerden birisi Milliyet'ten Tunca Bengin'e ait. Özel'in açıkladığı CHP'nin yol haritasının, çözümü oldukça zor ve sinir uçlarına dokunan cinsten bir çapraz bulmacayı andırdığını belirten Bengin, bunun da profesyonellikten değil acemilikten kaynaklandığına dikkat çekiyor.
Bir çapraz bulmacadan daha da karmaşık olan bu süreçle Ekrem İmamoğlu'nu hapisten çıkarmak, siyasi yasak alırsa kaldırarak yeniden seçilebilir hale gelmesini sağlamak hedefleniyor, belli ki. 'İyi, ama bu kadar çabanın sebebi ne?' sorusu sizin de kafanızı kurcalıyor mu bilmem. Ama 'İmamoğlu 6 yıldır İstanbul için ne yaptı ki, CHP açısından vazgeçilmez cumhurbaşkanı adayı haline gelebildi?' sorusu birçok insan tarafından soruluyor olmalı.
İBB'nin yaklaşık 1 trilyon 200 milyar liralık bütçesiyle 6 yılda neler yapıldığı sorulunca 17 kent lokantası ve 105 kreş dışında verecek cevabı olmayan birisinin başarısız olduğu, çok net. O zaman soruyu şu şekilde sormak gerek: İmamoğlu, CHP'yi esir alabilmeyi nasıl becerdi ki bu partinin yöneticileri başka birisiyle yola devam etmeyi hayal dahi edemiyorlar?..
Cumhuriyetin kurucu partisi olmakla övünen CHP'nin temel olarak kendisi ile hiç alakası olmayıp üstelik de başarısızlıkları ile bilinen birisine mecburiyetinin sebebi, şimdilik meçhul gibi.
Ancak şu ana kadar ortaya çıkanlara bakılırsa, İmamoğlu'nun yolun sonuna geldiği söylenebilir.
Heybedeki büyük turplara bile gerek yok yani…