BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 1 Temmuz 2024

Küresel lityum savaşı

2015-2030 sürecinde, 21. Yüzyıl dünya düzeni şekilleniyor. Yeni dünya düzeni şekillenirken, bir tarafta Batı (Amerika- Avrupa) diğer tarafta Doğu (Çin-Rusya- Asya) yeni jeopolitik haritalar çizmek için kıran kırana mücadele ediyor.
Ve bu mücadele, 3'ÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI'nın ayak sesleri olarak dillendiriliyor. Yeni dünya düzeni kurgulamasında, küresel güç odaklarının LİTYUM SAVAŞI öne çıkmış durumda. Elektrikli araçlardan cep telefonlarına kadar elektronik cihazları tekrar tekrar çalıştıracak piller için lityuma ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyaç 21. Yüzyıl'ın petrolü olacağı söylenen lityumu dünyanın en stratejik madenlerinden biri haline getiriyor. Özellikle son dönemde elektrikli otomobil ve otonom robotlara olan ilginin artması, bu makinelerin ihtiyaç duyduğu enerjinin depolama birimlerinin temel maddesi olarak lityumu ön plana çıkarıyor. Lityumun önemi gelişen teknolojilerle birlikte artmaya devam ederken, iki blok başı ABD ile Çin arasında cephe savaşları hızlanmış görünüyor. Dünyada lityum rezervi açısından 39 milyon tonla Bolivya ilk sırada gelirken, Şili 19.9 milyon tonla ikinci sırada, Arjantin 12 milyon tonla üçüncü sırada, İran ise son keşifle dördüncü sırada.
7.7 milyon ton ile Avustralya, 6.7 milyon tonla Çin ve 5.9 milyon tonla Hindistan alt sıralarda yer alıyor. Görüldüğü gibi dünyada en büyük lityum kaynaklarına sahip ülkeler ABD'nin arka bahçesi olarak görmeye alıştığı Güney Amerika ülkeleri. Bolivya, Şili ve Arjantin rezervlerin yüzde 71.9'unu elinde bulunduruyor.
Piyasaların iştahını kabartan bu üçgendeki birçok siyasi ve askeri hareketliliğin ABD'yle bağı da lityum aracılığıyla kuruluyor. Nitekim, önceki gün derin Amerika (Pentagon-CIA) Lityum zengini Bolivya'da darbe yapmaya kalktı, püskürtüldü. Bu ne demek?
BOLİVYA'nın 15 Temmuz'u Türkiye'de ABD aparatı FETÖ, Bolivya'da ABD aparatı General Zurıga paçavraya döndü. Hatırlayalım ABD, Venezuela'nın zengin petrol yataklarına da çökmek için milli adımlar atan Devlet Başkanı Madura'yu da devirmek için çok uğraştı ama başarılı olamamıştı.
Türkiyemiz de elektrikli otomobil devrimini yakaladı. lityum açısından zayıf olmamamıza karşın, Dünya BOR MADENİ rezervlerinin yüzde 73'üne sahip olan Türkiyemiz'de bor cevherini lityuma dönüştüren Lityum Karbonat Üretim Tesisi açıldı. Yüzde yüz yerli araştırma ve geliştirme (Ar- Ge) faaliyetinin sonucu olarak inşa edilen, rafine bor üretimi esnasında ortaya çıkan sıvı atıklardan lityum üretiliyor.
Yıllık 10 tonluk üretim yapan tesis, tam kapasiteye geçince, yıllık 600 tonluk bir üretim gerçekleştirerek ve lityum ihtiyacımızın yarısını karşılayacak. Türkiye'nin ilk lityum iyon pil üretim tesisi de Kayseri'de çalışıyor.
Türkiye'de lityum üretilmesi elektrikli araçlar, elektrikli portatif aletler, küçük ev aletleri, tablet ve telefonlar başta olmak üzere tüm akıllı teknoloji bataryalarında atılım yapılması için yeni bir dönemi açtı.
Amerika ile Çih arasındaki LİTYUM savaşı tam hızla sürüyor. ABD Başkanı Biden LİTYUM PİLLERİ için MİLYAR DOLARLIK FON kurarken, dünyanın büyük petrol şirketleri de lityuma yöneldi. Lityum pillerine nefes gibi ihtiyacı olan dünyanın Dev Amerikan şirketi ExxonMobil, (510 milyar dolar değerinde) lityum iyon pilleri ile elektrikli Ford ve Hyundai'lere güç sağlayacak. ABD'de Kasım ayında Arkansas'ta ilk lityum kuyusunu açıyorlar.
Büyük projelerden sorumlu Dan Holton şirketi, 2027 yılına kadar 20 milyar doları LİTYUMA yatıracak. Şirket, 2030 yılına kadar yılda 1 milyon elektrikli araç ( ev ) tedarik etmeye yetecek kadar lityum üretmeyi planladı. Dev Amerikan şirketi Darren Woods, 30 milyar dolarlık Lityum ve pil üretiminde yatırıma geçti. İngiliz petrol devleri de 10 milyar Sterlin üzerinde yatırımlar yaparken güneş ve rüzgar çiftliklerine para yatırıyor. Avrupa Pil İttifakı Asya'nın beş yıl gerisindeydi.
Çok hızlı çalışarak bu açığı kapatmaya başladılar. Almanya pillerle ilgili projelere yaklaşık 13 milyar Euro tutarında finansman sağlıyor. Avrupa'da Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İskandinav ülkeler de lityumu rafine edecek tesisler olmadığı için işlenmek için Çin'e gönderiliyorlardı. Avrupa tesislerini kurmaya başladılar.
Amerika-Avrupa ile Çin-Rusya arasında olası ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HAZIRLIK SÜRECİNDE, LİTYUM CEPHE SAVAŞLARI yaşanıyor. Çin ve Rusya'nın başını çektiği BRİCS lityum için özel yatırım projelerine girişiyor. Bir yandan dünyanın lityum yataklarının yarısına sahip olan Güney Amerika'daki lityum şirketlerini satın alırken bir yandan da lityum zengini ülkelerdeki şirketlerle Madencilik Şirketleri Birliği'ni kurarak bu piyasadaki pozisyonunu kuvvetlendiriyor.
Çin aynı zamanda hammadde kaynaklarını garanti altına almakla yetinmeyerek pil üretim kapasitesini de artırıyor.
Şu an vizyon olarak dünyanın en büyük batarya üreticisi olmayı hedefleyen birden fazla Çinli şirket var. 2013 yılında dünyadaki lityum iyon pil üretim kapasitesinin yüzde 50'sine sahip olan Çin, 2022 den itibaren toplam kapasitenin yüzde 60'ını kontrol etmeye başladı. Teknolojik ve çevresel yönelimler dikkate alındığında, pil üretimi ve bunun için gerekli lityum, bağımsız bir sanayiye sahip olmak için elzem olan çok stratejik bir ürün olma yolunda hızla ilerliyor. Geçmişte petrolün ambargo ve arz/fiyatlandırma politikalarıyla stratejik bir silah olarak kullanılması gibi, 21'inci Yüzyıl'da da otomobillerden otonom robot ve makinelere kadar birçok alanda kullanımı zorunlu olan LİTYUM benzer bir silah olarak pek tabii kullanılacaktır.

SONUÇ: LİTYUM konusunda bütün bu gelişmelere bakıldığında, BAŞKAN TAYYİP ERDOĞAN-TÜRKİYE'nin doğru zamanda doğru yatırımları yapmış olduğunu görüyoruz. Geleceğin en önemli pazarlarından birinde yer alma yarışına erkenden dahil olan Türkiye ileri teknoloji ürünlerini temiz ve sürdürülebilir bir şekilde üretme kapasitesi yaratarak 21'inci Yüzyıl'ın VİZYONER HAMLESİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR.
ABD-ÇİN LİTYUM SAVAŞINDA DA TÜRKİYE KİLİT POZİSYONDA. TÜRKİYE, 21'İNCİ YÜZYIL'IN YILDIZI OLACAK.