Aslında önceki seçimlerdeki sıralama değişmese de, seçim sisteminden kaynaklı oluşan Meclis tablosu farklı bir sonucu ortaya çıkardı.
Piyasaların beklediği tek başına iktidar çıkmadı. Bu durum özellikle büyük projeleri etkilememeli, Türkiye'nin kazanımlarını yok etmemeli. Ekonomide elde edilen başarılar asla heba edilmemeli.
Vatandaşın en büyük endişelerinden birisi budur. Gelelim seçim öncesi yapılan vaatlerin oylara nasıl yansıdığına... Seçim öncesi yapılan kampanyalara baktığımızda vatandaşın 90'lı yılları çağrıştıran uçuk vaatlere itibar etmediğini görüyoruz. Emekliye vaat edilen iki ikramiye, uçuk asgari ücretler, faizlerin tamamen silinmesi, herkese maaş bağlanması gibi hayallere vatandaşın inanmadığını seçim öncesinde de yazmıştık. Bir hatırlatma da yapmış ve 90'lı yıllarda bu tür vaatleri sıralayan, sonra iktidara gelen partilerin ülkeyi ekonomik darboğaza götürdüğünü de hatırlatmıştık.
Kurulan koalisyonlardaki uyumsuzluklar ve popülist politikalar başta sosyal güvenlik sistemini çökertmiş, ardından da Türkiye'yi tarihinin en büyük ekonomik krizine sürüklemişti.
Önceki akşam çıkan sonuçlara baktığımızda ise bu vaatlerle oy patlaması bekleyen özellikle CHP'nin başarısız olduğunu görüyoruz. Seçmen aslında 'Ben cebime girmeyen paraya inanmıyorum' mesajını verdi. Yapılanları takdir ederek yine AK Parti'yi birinci yaptı. Fakat sandıktan iktidar çıkarmadı. Şimdi hem piyasaların hem de vatandaşların beklentisi, Türkiye'de kurulmuş olan ekonomik istikrar ortamının heba edilmemesi ve özellikle bize çağ atlatacak büyük projelerin aynı hızla devam ettirilmesi.
AK Parti'nin birinci parti olması da aslında bu konuda en büyük güvence olarak karşımızda duruyor.