Beyannamedeki vaatlerinin maliyetinin yarısının emekliye ayrıldığını söyleyen Gümrük ve Ticaret eski Bakanı Canikli 'Emeklilerin bir kısmı yılda 1.200, bir kısmı 2.400 lira zam alacak. Polislerin ise ek gösterge rakamları yükselecek' dedi
Türkiye 1 Kasım'da seçime gidiyor. Bu seçimin en belirleyici unsurlarından birisi de partilerin vaatleri oldu. Gümrük ve Ticaret eski Bakanı ve Giresun Milletvekili adayı Nurettin Canikli ile sohbet imkanı bulduk. Bir süredir sahada olan Canikli'ye AK Parti'nin vaatlerinin yansımalarını soruyorum. "Vaatlerimizin toplam maliyeti 19.3 milyar lira. Bunun yarısını emekliye vereceğimiz zam oluşturuyor. Kalan tüm vaatlerin maliyetleri çok düşük ama sosyo ekonomik kazançları yüksek. Vaatler heyecanla karşılandı ama 4 konuda büyük bir memnuniyete şahit oluyoruz" diyor ve şöyle anlatıyor:
YILDA 2 BİN 400 LİRA ZAM
BİRİNCİSİ emeklilere zam ve bunun içinde TOKİ'den konut ve Sosyal Güvenlik Destek Primi'nin kaldırılması. Bazı emeklilere yılda 1.200 lira zam verilecek. Temmuz'da 100 lira zammı alanlar için bu rakam 2 bin 400 lira olacak. Böylece zam almayan emeklimiz kalmayacak. Emekliler bu paketi çok olumlu karşıladı.
İKİNCİSİ 1.300 lira asgari ücret. Bunun üzerinde çok titiz çalışıldı. Dengeleri, firmaların rekabet gücünü bozmadan yapılması amaçlandı. Türkiye'de birçok kişinin maaşı yüksek olmasına rağmen asgari ücretten gösteriliyor. Bu zam legalleşmeye de katkı sağlayacak. Çünkü verilen ücret zaten 1300 liraya yakın. Gerçek ücret büyük oranda gösterilecek.
ÜÇÜNCÜSÜ gençlere yönelik proje. Burada gençlere iş kurmaları için karşılıksız destek veriliyor. Bir yerde çalışacak olanların da 1 yıl boyunca maaşını devlet karşılıyor. İstihdama katkı, işverene katkı, gence katkı, ekonomiye katkı. Çok akıllıca bir proje olarak görüyorum. Buradaki maliyetler emeklilere baktığınızda çok daha düşük ama getirisi de yüksek olacak. Aslında emeklinin zammı da ekonomiye katkı sağlayacak. Çünkü emekliler maaşlarının tamamını tüketime dönüştürüyor.
DÖRDÜNCÜSÜ polislere verilecek ek göstergenin artırılması da çok talep ediliyordu. Bunu da vaatlerimizin içine aldık. Ek göstergeleri artacak bu da onların hem maaşlarına, hem ikramiyelerine, hem de emeklilikte alacakları ücrete olumlu yansıyacak.
CHP'NİN VAAT MALİYETİ 187 MİLYAR LİRA
Nurettin Canikli muhalefet partilerinin vaatlerinin maliyetlerini de ortaya koyarak eleştirilerini şöyle sıralıyor: "CHP'nin vaatlerinin maliyeti 187 milyar lirayı buluyor. Bize, 'Eleştiriyordunuz şimdi kendiniz yapıyorsunuz' diyorlar. Hayır biz onu eleştirmiyoruz. Biz toplam maliyeti nasıl karşılayacaklarını sorduk. Yoksa 'şunu niye yapıyorsunuz, niye veriyorsunuz' diye sormadık. 2011'de hesabı ben yaptım. O zaman CHP'nin vaatlerinin maliyeti 220 milyar liraydı. Bu kadar büyük bir maliyetin finansmanını açıklaman gerekir."
KART FAİZİ SİLİNİR Mİ?
Canikli, CHP'nin kart faiz borçlarının yüzde 80'inin silinmesiyle ilgili vaadinin dengeleri bozacağını belirterek şunları söylüyor: "Bu başkasının kesesinden para dağıtmaya benziyor. Bankalar özel sektör. Taksitle satış yapan mağazalar bile alacaklı. Siz şimdi 'bu borçları sileceğim' diyorsunuz. Ekonomimizin güçlü olmasının sebeplerinden birisi de finans sektörünün sermaye yeterlilik oranlarının güçlü olmasıdır. Finans sektöründeki gerileme bütün sistemi etkileyebilir. Bunun sektörün kaldıramayacağı kadar büyük maliyeti olacağını düşünüyorum."
İSTİKRAR OLMAZSA DENGE BOZULUR
Nurettin Canikli'ye 7 haziran sonrasını ve 1 Kasım'da çıkacak tablonun ekonomiyi nasıl etkileyeceğini soruyorum. Özetle şu analizi yapıyor: "7 Haziran sonrası ekonomide derin bir etki hissedilmedi. Çünkü 13 yıllık iktidarın getirdiği bir alt yapı var. Özellikle yabancı sermaye ve doğrudan yabancı yatırımlar anlamında bir sıkıntı yaşanmadı. Uluslararası sermaye bakımından siyası istikrarsızlığın en büyük etkeni hükümetin kurulamaması. 1 Kasım seçimden sonra oluşacak hükümette AK Parti'nin yer alacağı beklentisi önem kazanıyor. Böyle bir algı, beklenti var. 1 Kasım sonunda tek başına bir hükümet olmazsa koalisyon kurulamama durumunu okuyorlar. O zaman bu olumlu beklentilerin sonuna gelinmiş olur.
TEK PARTİYİ SATIN ALIYORLAR
1 Kasım seçimlerinden sonra koalisyon tablosu çıkarsa muhtemelen koalisyon olmayacak ve her geçen gün yapı daha da bozulacak koalisyon görüşmeleri ve sıkıntı o zaman başlayacak. Şu anda piyasa tek başına AK Parti Hükümeti'ni satın almaya başladı gibi gözüküyor. Kurdaki aşağı yönlü hareketi başka şekilde izah etmek mümkün değil. Şu anda kur düşüyor. Zaten şu anda kur hareketlerini belirleyecek bir şey yok."
MERKEZ REZERV TOPLAMALI
Canikli faizlerle ilgili soruyu da şöyle cevaplıyor: "Faiz indirimine gidilebilir ya da rezerv artış politikası uygulanabilir. Yani Merkez Bankası piyasaya döviz alıcısı olarak girebilir. İkisi de olumlu görünüyor. İkisi aynı anda ağır olabilir. O yüzden bana göre bir tanesi şu anda yeterli. O da daha önemli olan kur rezervimizin artmasıdır."