Bu Sefer oldu

Eklenme Tarih 17 Kasım 2015
Geçtiğimiz Cuma günü, Aydın Doğan'ın gazetelerinde 'asgari ücret bin 300 lira olmasın' diye algı kampanyaları yürüttüğünü örnekleriyle anlatmıştık. (13.11.2015 TAKVİM) Cevap olarak 'Gazetecilik yapıyoruz' dediler. (14.11.2015 HÜRRİYET) Biz de onlara kendi CEO'larının sözleriyle cevap verip, "Şirketinizin kârını korumak mı gazetecilik?" diye sorduk. (15.11.2015 TAKVİM) Anlattıklarımız işe yaramış olacak ki, dün aynı köşeden G20'nin en karizmatik liderinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu belirtilip "Kazançlarınızı dar gelirlilerle paylaşın" sözüne övgüler dizilmiş... Okuyunca 'Bu Sefer oldu' demekten kendimizi alamadık... Yani neymiş? Kazancın işçiyle paylaşılması, onun hakkının tam verilmesi lazımmış. Yani neymiş? Asgari ücrete yapılacak 300 lira (aslında 175 lira fazlası var) zamma karşı çıkmak bir 'GAZETECİLİK' değilmiş... Yani neymiş? Seçimlerden önce susup susup sonra, 'İşçiye zam yapmayın yoksa....' diye tehdit savuranların sözcülüğünü yapmak da 'GAZETECİLİK' değilmiş... Unutmadan; Hürriyet'in 'GAZETECİLİK' anlayışına bir 'AYAR' da Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç'tan geldi. Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'kazancınızı işçilerinizle paylaşın' konuşmasını yaptığı sırada 'umursamaz' tavırda bir fotoğrafını yayınlayan Hürriyet'e hem de toplantıda mikrofonu eline alarak şu cümlelerle 'GAZETECİLİK' dersi verdi: "Ben bu şekilde haber yapılmasını çok ucuz ve yakışıksız görüyorum. Daha sonra haberi kaldırmışlar ama bu tarz habercilik çok yakışıksız..." Gelelim patronlara verilen mesaja. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, G-20 çerçevesinde dünyanın dev şirketlerinin temsilcilerine ve Türk işadamlarına "Hepimiz ölüp gidiyoruz, paraları beraber götürüyor muyuz? Gelin bunları işçilerinizle paylaşın..." dedi. Hem de bunu 175 lira fazla para vermemek için neredeyse pankart alıp yürüyüş yapacak noktaya gelen patronların yüzlerine karşı söyledi. 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' düsturunu bir kez daha hatırlattı. Umarız mesajı almışlardır. Günlerdir gazete sayfalarını ağlama duvarına çevirmişlerdi, artık bundan vazgeçerler...