Enflasyon rakamları açıklanınca herkeste şöyle bir tepki oluyor: "Bu rakamlar yanlış, ben daha çok harcıyorum." Haklılık payı var mı? "Evet var." Çünkü herkesin enflasyonu kendine göre farklı çıkıyor.
Siz haftada iki kere sinemaya gidiyorsanız ve sinema biletlerine zam gelirse sizin enflasyonunuz sinemaya çok az giden birine göre yüksek çıkar.
Ama spesifik olmayan harcamalar var...
Ulaşım, kira, haberleşme ve en önemlisi de gıda..
Bunlar hepimizin enflasyonunu yükselten kalemler.
TZOB'un sık sık açıkladığı bir tablo var.
Gıda ürünlerinin üretici ile perakende fiyatları arasındaki fark.
Buradaki yüzdeler dehşet verici. Yüzde 400'leri bulan farklar var. Aracılar, stok maliyeti, fire filan hepsini düşünüyoruz. Ama yüzde 400'lere anlam veremiyoruz.
Üretici ile hal arasında fiyat farkı ortalama yüzde 50-60'larda seyrederken üretici ile market arasında yüzde 400'leri buluyor.
Yani ne oluyorsa hal ile market arasında oluyor.
Örnek vereyim...
Domates, üreticiden hale gelene kadar fiyatı yüzde 27.9 artıyor. Üreticiden pazara gelene kadar yüzde 69.34 artıyor, markete gelirken ise yüzde 121.25 artıyor.
Bir örnek daha...
Maydanozun fiyatı üreticiden hale kadar yüzde 19.50 artarken, üreticiden pazara yüzde 220.75, üreticiden markete ise yüzde 316.35 artıyor.
Örnekler çok... Bu farkların izahı yok.
Birisi üreticiyi 'kandırıp' ucuza malını alıyor. Diğeri ise vatandaşa bu ürünü fahiş fiyatla satıyor.
Dönüyor dolaşıyor enflasyon olarak hanemize yazılıyor...
Bu piyasaya aynı ette olduğu gibi bir düzenleyici 'EL' lazım.