Tarihi 5 Aralık 2017

Faiz için dön baba dönelim

Ne zaman Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı yaklaşsa, başlıyor 'faiz artmalı' yaygarası. Gazete, TV, sosyal medya filan topyekûn saldırıyorlar.
Baktılar olmuyor, kurla oynuyorlar.
14 Aralık öncesi yaşadığımız da bu.
Oysa bizi bir kısır döngünün içine almışlar, evirip çeviriyorlar.
Bitmeyen senaryo şöyle işliyor:
Yüksek kur tehdidiyle Merkez Bankası faizi artırıyor.
Apartta bekleyenler hemen paralarını getiriyor. Ülkeye sıcak para giriyor, kur haliyle düşüyor.
Peki bu para ne oluyor?
Bize bir faydası yok. Bizim cebimizdeki parayı faiz olarak alıp gidiyorlar.
Biz 'kur düştü' diye sevineduralım.
Düşük kur ithalatımızı kolaylaştırıyor, haliyle artırıyor.
Artan ithalat ile tüketim çoğalıyor, yüksek enflasyon oluşuyor.
Fazla ithalat 'cari açık' denen riski de ortaya çıkarıyor.
Döviz kıymete biniyor ve yeniden yükseliyor.
Döviz yükselince, yine 'faiz artıralım lobisi' devreye giriyor. Yüksek faiz aslında enflasyonu artırıyor...
Dolayısıyla başa dönüyoruz.
Bir tekerleme var, bilen bilir.
"Dön baba dönelim, hacılara gidelim..." Peki çare ne... Çare faiz değil, tüketim de değil... Faizle cebimize göz diken sıcak para hiç değil...
Çare üretim ve yatırım, dolayısıyla da istihdam...
Yatırım için de düşük faiz.

NEDEN EMEKLİ
Birileri aklınca emekli haberlerini önemsiyoruz diye bizi eleştiriyormuş...
İstiyorlarki aileleriyle 20 milyon vatandaşı bizde onlar gibi unutalım. Eh biraz da kıskançlık var tabi.
Biz emeklinin yanında durdukça bakın ne oldu...
TAKVİM olmasaydı, emeklilerin aldıkları promosyon gündeme gelmeyecekti.
TAKVİM olmasaydı, emeklilerin intibak yasası konuşulmayacaktı.
TAKVİM olmasaydı, her enflasyon açıklandığında gazeteler, internet siteleri, ajanslar emeklinin zammını hesaplama yarışına girmezdi. (Ki çoğu yanlış hesaplıyor, aylık enflasyonu toplamakla zam oranı bulunmaz) TAKVİM olmasaydı, faiz-borsadöviz üçgenine sıkışıp, şirket haberciliği yapan ekonomi basını 'halkın ekonomisini', emekliyi, memuru, işçiyi esnafı hatırlamayacaktı.
TAKVİM olmasaydı, emekli kelimesi toplu sözleşmelerde geçmeyecekti ki yıllardır geçmiyordu.
TAKVİM olmasaydı, diğer gazeteler sür manşetlerini emekli haberlerine ayırmayacaktı...
Hasıl-ı kelam...
Biz emeklinin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz.