VİRÜS sebebiyle evde kalmak iki şeye ilgiyi artırmıştı. Birincisi, mutfakta yeni deneyimler yapmak.
Bu sayede ekmek makinesi, fırın gibi aletlerin satışlarında patlama oldu.
İkincisi ise balkonlarda çiçek ve küçük sebzeler yetiştirmek.
Balkonlara bakarsanız zaten rengarenk görüntüleri görürsünüz.
Bu durum da yol kenarlarında çiçek ve tohum satıcılarının işlerini katlamış durumda.
Bugünlerde bunlara bir üçüncüsü de eklendi. O da Borsa'da hisse senedi alıp satmak. Kimi görsem bana Borsa'dan bahsediyor. Kurun gerilemesi, faizlerin düşmesi, altının tam güven vermemesi yatırımcıyı Borsa'ya yönlendirdi.
Yılbaşından bu yana Borsa'ya 250 binden fazla yerli yatırımcı dahil olmuş durumda. Bunların hepsi de bireysel yatırımcılar. 2019'un Ekim ayında 1 milyon 168 bin olan yatırımcı sayısı, bu yılın Nisan ayının sonu itibariyle 1 milyon 420 bine ulaşmış durumda. Bu yeni gelen 251 bin civarındaki yerli yatırımcının büyük kısmının Borsa'daki parası ise 50 bin liranın altında.
'Ne var bunda' diyebilirsiniz ki, haklısınız. Borsa'ya ne kadar çok yatırımcı gelirse, borsanın gücü artacak, şirketlerin kaynak bulması ve büyümesi sağlanacak.
Ancak bu yatırımcıların yanlış yönlendirilmesiyle sığ hisselere ya da bir hareketi olmayan şirketlere para yatırmaları sağlanıp hızlı iniş-çıkışlara yol açılıyor. Acemi yatırımcı al-sat ile para kazanacağını sanırken, aslında elindekinden de oluyor.
Peki ne yapmak lazım?
Borsa'da hareket ederken dikkat etmemiz gereken bazı noktaları hatırlatalım...
● Sosyal medyada sizi bazı şirket hisselerine yönelten hesaplara şüpheyle yaklaşın. Sosyal medya yatırım tavsiyesi alınacak yer değildir.
● Yatırım yapacağınız şirketlerin faaliyetlerini, bilançolarını, bundan önceki hisse performanslarını ve haber akışını inceleyerek karar verin.
● Ani yükselişlerin peşine takılmayın. Mutlaka sebebini araştırın.
● Al-sat ile günlük kazanç yerine, minimum 6 ay bekleyerek orta, uzun vadeli düşünüp doğru yatırım yapmayı deneyin. Araştırmalar, al-sat işlemlerinde kazançtan çok kaybın olduğunu ortaya koyuyor.
● Bir ürünü satarken değil, alırken kazanacağınızı unutmayın.
● Borsa'daki paranızın en az yüzde 20 kayba dayanıklı olması gerekir. O yüzden düşüşlerde panik olup elinizdeki varlıklardan olmayın.
● Yatırımlarınızı çeşitlendirerek riski azaltın.