Gizli arşivler ve Vehbi Koç
Dünyanın en büyük ve en etkili istihbarat örgütü olarak bilinen CIA bütün çalışmalarını özel bir sistemle kendi arşivlerinde saklar. Bu gizli belgeler kabaca 4 GRUBA ayrılmıştır. Birinci grupta CONFIDENTIAL (kişiye özel) bilgi ve belgeler vardır. O kişinin izni olmadan asla bir başkasının görmesi mümkün değildir. İkinci grupta SECRET yani gizli belgeler vardır. Bunlar devlet içi emir ya da planlardır. Üçüncü gruptakilerde TOP SECRET mührü vardır. Doğrudan doğruya ulusal güvenliği ilgilendiren çok gizli bilgilerdir.
Dördüncü gruptataki belge bilgiler ise MOST SECRET olarak hazırlanmıştır. Devletin başındaki 5 yetkili ismin dışında kimsenin görmesine izin verilmeyen dosyalardır...
Bir de bunların dışında CLASSİFİED (dosya numaralı) olarak toplanan dökümanlar vardır.
Bunlar da kendi aralarında üç bölüme ayrılır. "X" olarak sınıflandırılan dosyalarda üst düzey istihbaratçılar hakkında en ince ayrıntılara kadar pekçok bilgiye yer verilir. "XX" işaretli dosyalar ise yabancı ülkelerdeki ajanlar hakkındaki bilgileri içerir. "XXX" ibareli klasörlerde ise ABD'ye çalışan başkanların, başbakanların, bakanların, kardinallerin, generallerin, iş adamlarının ve gazetecilerin ayrıntılı hizmet dökümleri ve karşılığında aldıkları menfaatler yer alır...
CONFIDENTIAL olanlar 15-20 yıl görülemez. SECRET olanlara 25 yıl el sürülemez. TOP SECRET 50, MOST SECRET belgeler ise 75 yıl açığa çıkamaz. "X" dosyalar ise 100 yıl kadife kaplı kasalarda korunur...
Yani CIA'ya çalışan isimler ABD'nin kendi sırlarından bile daha önemlidir...
BAŞARI HİKAYESİ!
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler Romanya'daki zengin Yahudiler'i ortadan kaldırmak istedi.
Bunu haber alan 800 zengin Yahudi "STRUMA" isimli gemiyle İstanbul açıklarına geldiler. Türk hükümeti Almanlar'ın baskısıyla gemidekilerin karaya çıkmasına izin vermedi. İngilizler de o sıralar Yahudiler'i istemiyorlardı.
Karantinaya alınan gemiye sadece yiyecek ve içecek veriliyordu.
Gemide Romanya'da iş yapan ABD'li "VACUUM" şirketinin sahipleri olan Yahudi işadamları da bulunuyordu. Şirkette üst düzey görev yapan Oxford mezunu VERA ROSENBERG isimli casusun katkılarıyla CIA'dan Türkiye'deki bir işadamına "NE YAP NE ET BU KİŞİLERİ KURTAR" emri geldi.
Hiç vakit kaybetmeyen bu akıllı işadamı dönemin güçlü isimlerinden İhsan Sabri Çağlayangil'e koştu.
Tartışmasız Türkiye'nin en iyi istihbaratçılarından olan Çağlayangil, Başbakan'a bile haber vermeden gemideki zengin petrolcü aileyi çıkardı. Kendisine yanaşacak bir liman bulamayan talihsiz gemi STRUMA ise torpille Karadeniz'in sularına gömüldü.Yolculardan sadece bir kişi mucize eseri kurtulabildi.
Savaştan sonra VACUUM şirketi SOCONİ ile birleşti ve merkezini İstanbul'daki radyoevinin yanına taşıdı. Zengin aileyi kurtaran VEHBİ KOÇ da bugünkü KOÇ oldu.
Yani anlayacağınız gösterdiği başarı karşılıksız kalmadı, birileri "YÜRÜ YA KULUM" dedi...
GEL ÇIK İŞİNİÇİNDEN
Türkiye gerçekten garip bir ülke.
Öyle anlar oluyor ki "kimin kim olduğunu" anlamakta zorlanıyorsunuz. Ne hesapların yapıldığı bazen yıllar sonra öğreniyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır görmediğim bir dostumla konuşurken donup kaldım. "Ergenekon'da bilmem kaç tane dalga geldi geçti, aklında ne var?" diye sohbetin başında soruyu yapıştırınca ne diyeceğimi bilemedim. Kafamın karıştığını gören dostum, "Gazetecilerle birlikte tutuklanan küçük çapta siyaset yapan bir ismi birkaç yıl önce PENTAGON'da gördüm.
Yetkililer aralarına aldıkları bu arkadaşa "KONUK DEVLET ADAMI GİBİ" davranıyorlardı.
Etrafındaki herkes adeta TÜRK MİSAFİRİ ağırlamak için yarışıyordu. Elleri cebinde gezen uzun boylu kara yağız siyasetçi kendisine gösterilen ilgiden çok memnundu" diyerek devam etti.
Hemen araya girip "kim O?" dedim... Güldü ve ekledi: Küçük çaplı siyasetçi. Biraz dikkatli bakarsan görürsün...
Ben anlamadım... Siz kim olduğunu anladınız mı bilmiyorum.
Ama bildiğim birşey var, şu CIA elindeki arşivleri bir açıklasa da ülke insanı nasıl kandırıldığını acı bir şekilde görse... Bizler de kimin ne olduğunu anlasak...
Herşeyi biz gazetecilere bırakmasalar diyorum...
NOT: Rahmetli Vehbi Koç'un naaşı, definden bir süre sonra mezarından çalınmıştı. Bu konunun üzerine bugüne kadar giden olmadı. Acaba bilmediğimiz bir gerçek mi var?
HOŞGELDİN RASİM
Sevgili dostum Rasim, gazetemize büyük renk kattın. Hem kendi adıma hem okurlarımız adına "AİLEMİZE HOŞGELDİN" diyorum...