DEVLET Bey'in, ÖCALAN'ı öne sürerek "Meclis'e gelsin konuşsun.
Terörü bitirsin" diyerek başlattığı sarsıntı hem ülke içinde derinlerde hem de sınırın aşağısında kendini fazlasıyla hissettirmekte.
İçeride MODEL ve PLAN tam olarak konuşulmuyor.
Zamana yayılmış bir görüntü veriliyor. CUMHUR İTTİFAKI'nda yüzde yüz bir fikir birliği var mı? O da net değil. Devlet Bey'in keskin cümleleri Başkan Erdoğan tarafından yumuşak hamlelerle kadife eldivenlerle alınıp kenara bırakılıyor gibi. Bence tabi...
Takip edenler bilir. Ben konunun daha çok KÜRESEL boyutuyla ilgiliyim. Son tahlilde DÜNYANIN tepesinde verilen karar bir şekilde gelir bize dayatılır.
Bu nedenle hem BÜYÜK GÜÇLERİN bölge ile ilgili planlarını hem de kendi içlerindeki çekişmeyi yakından takip etmek durumundayız. ARAP BAHARI'nın başlamasıyla bölge hallaç pamuğu gibi atılırken son nokta ŞAM oldu, Suriye oldu. Burada bir KÜRESEL bileşke oluştu. Kılıçlar çekildi, sahte ordular kuruldu, silahlar verildi, herkes kendi oyununu oynadı. IŞİD vardı. Gitti.
YPG geldi. Ancak pek çok oluşum canlıydı ve bölgede etkiliydi. İşte bu manzaranın sonucu olarak önceki gün Suriye'de İdlib'in büyük kısmını kontrol altında tutan radikal silahlı örgüt Heyetu Tahriru'ş Şam yani HTŞ Halep'in batısına yönelik saldırılara başladı. Esad rejimi özel kuvvetlerle cevap verdi.
Rus uçakları yardıma koştu.
Destek verdi. Açalım... Bir süre önce İngiliz dış istihbarat servisi MI6'in bir temsilcisi ile Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el- Cevlani arasında Suriye'de bir görüşme gerçekleştiğine dair sızıntı oldu. Sızıntının kaynağı RUS İSTİHBARATIYDI.
İngiliz yetkililer bu konu ile ilgili soru aldıklarında "Bu konuda herhangi bir yorum yapmayacağız" cevabını verdiler. İngilizler'in soğukkanlı tutumuna rağmen HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile İngiltere'nin eski Libya Özel Elçisi ve MI6 temsilcisi Jonathan Powell arasındaki görüşme köpürtüldü. HTŞ'nin KÜRESEL koruma altına alındığı, TERÖR ÖRGÜTÜ olarak tanınmayacağının garantisinin verildiği ve destek bulmakta sıkıntı yaşamayacağı gibi iddialar gündeme geldi... Bölge için olağan bir durumdu bu.
Devam...
Ağustos ve Eylül başlarında HTŞ ile ilgili bilgiler, haberler giderek göze batmaya başladı.
Başkan Erdoğan'ın "ESAD İLE GÖRÜŞÜRÜM" çıkışından sonra bu volümün artması ilginçti! 2013 çok özel bir yıldı. Suriye'de makas değiştiren gerilim gittikçe tırmandı. HTŞ, 2017 yılının ocak ayında kuruldu.
O tarihten bu yana Suriye topraklarında savaşan radikal bir grup olan HTŞ, başta eski adı Nusra Cephesi olan Şam'ın Fethi Cephesi (ŞFC) olmak üzere Ensaruddin, Ceyşu'l-Sunne, Liva el-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gibi çeşitli silahlı grupların birleşmesiyle oluşturuldu.
HTŞ ile ilgili Ağustos'ta TATBİKAT YAPIYORLAR haberleri düşünce bazı isimler ESAD'a saldırı hazırlığındalar yorumu yapmıştılar. Önceki gün olan da buydu. ÖZEL KUVVETLER ve İnsansız Hava Aracı Komutanlığı'nın da katıldığı tatbikatlardı bunlar. M5 adıyla bilinen Şam-Halep yoluna ulaşmak stratejik hedeflerin başında geliyordu...
HTŞ büyük oyuncu olarak bölgede vardı. Bunu Esad da Ruslar da yakından biliyordu.
Geçtiğimiz günlerde Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Suriye'de terör örgütleriyle birlikte hareket eden Ukrayna Savunma Bakanlığı Özel İstihbarat Dairesi üyelerinin imha edileceğini vurguladı. Garipti!
"Ukrayna'nın ne ilgisi var?" sorusu akla ilk gelendi!
İdlib'deki teröristleri silahlandıran Ukraynalı askeri istihbaratçıların eylemlerine tepki gösteren Lavrentyev, "Suriye topraklarında bulunan tüm bu şahıslar, terör destekçileri olarak izlenecek ve imha edilecek, buna eminim. HTŞ militanlarına yardım edenlere gereken sert tepkinin verilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi. Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev ayrıca Rus güçlerin ilgili önlemleri alarak sert bir yanıt vereceğinin altını çizdi. YANİ "BURADA KİMSEYE PABUÇ BIRAKMAYACAĞIZ" uyarısı yaptı.
Hafızalarımızı yoklarsak hatırlanması gereken özel bir çıkış daha vardı.
ABD'nin IŞİD'le Mücadele ve Suriye Özel Temsilcisi gibi büyük bir apoleti taşıyan Büyükelçi James Jeffrey "İdlib'de ABD ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilen gruplar var. Daha önce bunlara yönelik operasyonlarımız da oldu, örneğin IŞİD...
Çok daha büyük gruplar da var, Nusra gibi, Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) gibi.
Bunlar doğrudan El Kaide'nin uzantıları, terör örgütü olarak kabul ediliyorlar ancak öncelikli olarak Esad rejimiyle mücadeleye odaklanmış durumdalar. Henüz biz bu iddiaları kabul etmedik ama kendileri, terörist değil vatansever muhalif savaşçılar olduklarını iddia ediyorlar. Bir süredir uluslararası bir tehdit oluşturduklarını görmedik.
Bununla beraber, Ruslara ya da Suriye ordusuna İdlib dışında bir yerde tehdit oluşturmuş da değiller..." diyerek bölgedeki safları belirgin hale getirmiş oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, HTŞ'nin SURİYE'deki eylemlerini KİEV'e bağlıyor, arkadaki büyük güçleri işaretliyordu.
Mariya Zaharova da HTŞ eylemlerini analiz ettikten sonra "Kiev, Washington ve Londra'nın geleneksel olarak arkasında olduğu yeni bir uluslararası terör örgütüne dönüştü..." diyordu.
Yani UKRAYNA'daki savaşın yansıması Suriye'de görülüyordu. Devlet Bey, ÖCALAN kartını ileri sürerek sorunu bitirme gayreti içine giriyordu. Önemliydi.
Ancak günlerdir sıralamaya çalıştığım güçler de bunlardı.
Amerika-İngiltere-Rusya-İran- Suriye-ARAP LİGİ-Fransa- Almanya hepsi oradaydı.
KÜRESEL sorunu çözmek için bulunması gereken algoritma gerçekten hayati önemdeydi.
Başkan Erdoğan Esad ile görüşmek istedi, HTŞ sahne aldı tezlerine inanacak olursak bile bölgenin ne kadar türbülansa açık olduğunu görürüz.
ÖCALAN'a YPG'ye gelene kadar durak çok. Öyle görünüyor..
Bakalım...