NATO!
BAZEN her şeyi gazete sütunlarında görebilirsiniz!
Eğer dikkatli okur ve üzerinde biraz düşünürseniz pek çok şeyi anlarsınız. Hatta çok karmaşık gibi görünen bazı olaylar, bin anda çözülebilir... Geçtiğimiz hafta New York'tan yazarken JOHN PODESTA'nın Hillary Clinton için yaptığı çalışmalara ara verip kurduğu özel ekiple GÜLEN'in imajını düzeltmeye soyunduğunu yazdım. Garip bir tesadüf eseri yazı yayınlandıktan sonra Pensilvanya, konuşmadık kanal, röportaj vermedik gazete bırakmadı...
Bir güç MEDYAYI harekete geçirdi ve herkes PENSİLVANYA'nın yolunu tuttu. O da ayağına gelen fırsatı kaçırmadı. İnceden inceye mesajlarını verdi. Konuştuğu adreslerden biri de ALMANLAR'ın önemli kanalı ZDF'ydi... 15 Temmuz kalkışmasının arkasında olan Gülen'in ne söyleyeceği önemliydi. Röportajın her yerinde alınacak mesajlar vardı. Amaç da buydu zaten. Ben bir yerine takıldım!
15 Temmuz'un arkasındaki isim olan Fetullah Gülen, Alman gazetecinin, "Türkiye'nin kaderi açısından kim daha önemli, Fetullah Gülen mi Tayyip Erdoğan mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Benim çok önemli olduğumu söyleyemem. Hiçbir işe yaramadığım kanaatindeyim ben. Bir şekilde ben büyütülüyorsam o arkadaşlar içtihat hatası yapıyorlar. Yanlış düşünüyorlar.
İnşallah Allah affeder. Fakat Tayyip Erdoğan'ın selefleri Türkiye'yi AB, NATO ve evrensel insani değerler adına bir yere getirmişlerdi. Erdoğan, Türkiye'yi problemler sarmalına aldığından, hem Ortadoğu'dan hem de Orta Asya'dan koptuğundan dolayı bence Türkiye için artık zararlı bir insan haline gelmiştir..." Özellikle yapılan NATO vurgusu çok önemlidir. Pek bilmeyiz ama FETÖ'nün içinde olup yukarılara tırmanan hemen hemen herkes, GAZETECİ-YAZARLAR VAKFI'nda NATO'dan gelen PAŞALARDAN özel dersler almıştır.
NATO işin ta göbeğindeydi. Bunun, yani FETÖ'nün bir başka kaynaktan beslendiğini düşünmek, olayı anlamamak demektir.
Asker başından beri hedefti. Amaç oraya girmekti. Girdiler de... Kimse durduramadı. Herkes ikna edildi. Bazen iç tehditlerle bazen de dış... Önemli askeri okullarda okuyan ve GENERAL RÜTBESİNE gelen insanların bir VAİZİN peşinden koşacağını onun her dediğini yapacağını düşünmeyin.
VAİZ değildir konuşan ve emir veren!
NATO'dur! O yapıdır. Ama bunu bizim anladığımız dilden söylerler... Mesela FETÖ'nün içinde yer alıp ayrılanların önemli bir kısmı bu toplantılarda vardı.
Kimse bunlara girmiyor. Garip... Yoksa ortada 15 TEMMUZ var. 250'ye yakın şehidimiz var. Niçin bu konulara girilmez anlamış değilim...
İngilizler'in önemli aklı Lord ISMAY şunu söylemişti: "Rusya'yı dışarıda tutmak, Almanya'yı alaşağı edilmiş halde kontrol etmek, Amerika'yı da içeride tutmak için NATO kuruldu..." Bu söz çok şey anlatır...
Devam...
Son yıllara bir göz atın! Saldırıları tek tek hatırlayın! Önemli bir şey göreceksiniz!
Büyük saldırıların pek çoğu, 2011 YILINDAN sonra gerçekleşti...
Fenerbahçe'ye ŞİKE kumpasından ULUDERE saldırısına, Tayyip Bey'e ameliyat masasında operasyondan 7 Şubat MİT krizine, Gezi olaylarından MİT TIR'ları krizine, 17-25 Aralık'tan Rus uçağını düşürülmesine ve en son da 15 Temmuz kalkışmasına kadar...
Günlük hayatımızda unutuyoruz ama o tarihte ne oldu da SALDIRIYA geçme kararı verdiler! Önemli nokta burası...
Bakın! Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65'i Türkiye'nin çevresinde...
Suudi Arabistan milyarlarca varille zirvede. İran, Irak ve Kuveyt de çok önemli paylara sahip. Ancak petrolün kalitesi ve 60 milyar varil rezervi ile Libya da çok önemli. Libya ne zaman karıştı.
Ya da ne zaman DÜŞTÜ?
Evet! 2011'de!
Hatırlayın o günleri... İstanbul ve Marmaris LİBYALI dolmuştu.
Türkiye yine kucak açmış adeta Libya ile bütünleşmişti. Anayasasını bile biz yazacaktık! Partileri biz hazırlıyorduk!
Ama Fransa burayı kaybetmek üzereydi.
Türkiye'nin yaptığı hamle hem AB'yi hem ABD'yi korkutmuştu. Ankara hamle üstünlüğünü ele geçirmişti. Hatta o günlerde Kaddafi'nin İSTİHBARAT BAŞKANI nasıl olduysa bana LONDRA'dan ulaşmıştı. Ülkesinin BATI'ya geçeceğini görmüştü. Neyse...
Fransa kaybedecekken NATO devreye girdi. İlk tepki Erdoğan'dan geldi. Bu bütün köprülerin atıldığı tarihti.
Artık ANKARA hedefti. Onlara göre ÇOK OLUYORDUK!
İlk iş olarak gündemdeki yeri sağlam olan ARAP BAHARI benzeri bir olay düşünüldü. İstanbul'da başlayan olaylar TÜRKİYE'ye yayıldı. Tencere herkesin elindeydi. Neden vurduğumuzu bilmiyor ama tencereye yüklendikçe yükleniyorduk. Böyle olurdu zaten.
Anlamıyorduk... Kitleler üzerinden bildiğimiz bilmediğimiz çok senaryo hayata geçirilmek istendi. Kobani bile bunlardan biriydi. Tutmadı. Daha sonra POLİSİN hazırlayıp piyasaya sürdüğü hakim-savcıların desteklediği 17-25 ARALIK geldi. O da tutmadı.
Son çareden bir evvel olan ASKERİ darbeyi de 15 Temmuz'da denediler.
EN son olarak FİNANSAL DARBE ile geleceklerdi. En kuvvetli aday buydu. Tutmaz ama geleceklerdir...
PARA akışını kesmek için VERGİNİN OLMADIĞI MERKEZLER devreye girecek. Pek çok Türkiye dostu ülke BASINÇ altına alınacaktı.
Daha önce de yazdım!
Pentagon'da en büyük ofise sahip olanlardan biri de TÜRKİYE'ye bakan bölümdür! Türkiye burada çok özel bir yerdedir. Yeni Dünya Düzeni için Ortadoğu çok önemli. Burayı dizayn edecek bir gladyo şart. İşte o gladyo DEAŞ oldu. Bu, tamamen çok özel planlanmış bir projeydi. Çünkü El Kaide, 20 yıl sonra bir marka olarak cazibesini kaybetmeye başlamıştı. El Kaide'nin yerine DEAŞ'ı hazırladılar. Üyeleri titizlikle seçildi.
Türkiye'deki ABD-NATO üssüne getirildi ve Suriye'ye götürüldü... Buralarda muazzam bir eğitimden geçirildiler.
Senaryonun her aşamasına hazır hale geldikten sonra görev yerlerine götürüldüler. Yani dünyanın pek çok yerinden birbirini tanımayan insanların SURİYE ve IRAK'a gelişinin arkasında da NATO vardı. Bu son senaryonun hayata geçirilmesi için gerekliydi. Bir yandan YPG'yi büyütüyorsun, büyütmek için de onlara saldıran bir ÇETEYİ İNŞA ediyorsun. Oyun bu! DEAŞ ve YPG...
Bakalım kaç ülkenin sınırları bunlardan etkilenecek...
DEAŞ ve YPG Ortadoğu'da KAOS için büyütüldü. Ortadoğu karıştığı an buradaki PARA güvenli liman arayacaktı. Normalde Türkiye bu paraya en yakın ve en güvenli istasyondu. Ama bir el devreye girdi. Ve DEAŞ'ı bize doğrulttu. Sınırlarımızın üzerinden her gün neredeyse top mermisi düşüyordu.
Canlı bombaları saymıyorum ile...
Terör ile Türkiye korkutuluyordu.
İstanbul Havalimanı bile basılarak Ankara'ya "Geri çekilin!" deniliyordu.
Bu mesajlar bazen canlı bombalarla, bazen baskınlarla, bazen top mermileri ile bazen de MOODY'S ile veriliyordu...
Karşımıza çıkan herkes AYNI ELDEN yönetiliyordu.
Top mermisi de FETÖ de aynı kurgunu ürünüydü. Anlamakta zorlanıyorduk sadece...
"Para bize gelmesin" diye, "Türkiye bölgede güçlenmesin" diye bu örgütler oluşturuldu.
Petrol fiyatlarının düşmesi, Rusya'nın bundan büyük zarar görmesi, Çin'in maliyetlerini hafifletmesi, Avrupa'nın göç dalgasıyla baş başa kalması, Fransa'nın teröre yenik düşerek Afrika'da pes etmesi, İSLAMİ terörün (!) yükselmesi ve kendini BATI'da göstermesi, Türkiye'nin saldırılarla kontrol edilmek istenmesi, paranın Nevada'ya akması, İngilizler'in AB'yi dağıtacak hamle ile BREXIT demesi hepsi aynı filmin kareleri...
Yeni dünya kurulacak. Merkezinde yine ORTADOĞU var. Çünkü PETROLÜN yerine konulacak yeni bir enerji türü ortada yok. Su da gaz da burada üstelik... Savaş tüm hızıyla devam edecek. Biz istesek de istemesek de etkileneceğiz...
Bize KÜÇÜK ROL VERİP PARAYI KONTROL ETMEK İSTEYEN İNGİLİZ AKLI... Bizden en çok rahatsız olanlar da onlar...
EVLERİNDE TÜRK
MALI BULAŞIK MAKİNASI
KULLANIRLAR AMA BİZİ
BUZDOLABINDA TUTMAK
İÇİN ELLERİNDEN GELENİ DE
YAPARLAR...
Biz de KİRLİ ittifakı temizlemeye çalıştığımız için başımız dertten kurtulmuyor! Onlar gelecek ve göndereceğiz... Ta ki kazanana kadar!