Oyun tersine döndü
Türkiye, kilit bir ülkedir.
Mıknatıs gibidir. Etrafında ne varsa çeker.
Ancak Osmanlı'nın yıkılışından bu yana bizim en büyük özelliğimizi operasyonlarla silmek için uğraşırlar.
Dünyada ve bölgede mücadele eden güçler vardır.
Bunların da yöntemleri...
Provokasyon bunlardan biri ve en çok kullanılanıdır.
Provokasyonda önemli olan istenilen sonucu almaktır. Bu TEPKİDİR ...
Uğur Mumcu vurulduğunda herkes el ele verip İran Konsolosluğu'na yürüdü. Medya bizim aklımız, gözümüz, kulağımızdı. O ne derse biz onu yapardık. Yaptık da...
Yani birileri tepki üzerine oynuyor ve beklediklerini de alıyordu. Bu kenetlenme ile hem İslam, hem de İran düşmanı oluveriyordu!
Provokasyonla ülkenin rotası belirleniyordu. Operasyonu yapan AKIL ülkenin direksiyonuna oturuyordu. Ama biz bilmiyorduk. "Ne güzel ders verdik. Ülkemize nasıl da sahip çıktık" diye de mutlu oluyorduk...
Suruç faciasıyla birlikte PKK canlandı. Saldırıyı IŞİD yapmış ama onlar hiç de tarzları olmayan bir şekilde iki polisimizi infaz etmişti. Tam o andan itibaren şehitlerimizi, Kandil'in bombalanmasını, sokak direnişlerini, kumpasları, bombaları, mayınları ve acıyı konuştuk! BİR AKIL KÜRTLER'i yan yana getirmek ve dayanışmalarını artırmak istiyordu. ÖLÜM en çok tutan oyundu! Yine o metotla gidildi. PKK eylem yapıyor, KÜRTLER , askerpolis operasyon yapıyor, TÜRKLER kenetleniyordu.
Ve bu akımları kullanan siyasi oluşumlar da gücünü artırıyordu! HDP ve MHP gibi! PKK sorunu baş gösterdiğinden beri kim çok tepki verdiyse bu sorunun körüklenmesine yardım etti! Operasyonlar böyle yapılırdı. Devletin içinde oluşan bir yapı belki PKK 'yı desteklemedi ama KÜRT meselesinin rengini değiştirdi!
Terörle mücadele yöntemi sonucunda Güneydoğu'da başka bir güç oluştu.
Dünün toprak ağaları şimdilerde en etkili isimlerdi. Ticaret de siyaset de bunlardan soruluyordu. Bir de DEVLETİN EMRİYLE ellerinin altında 50-60 bin silahlı korucu vardı!
Ekonomiyi onlar yönetiyor, bölgede asker-polis olsa da GİRİLEMEYEN ÖZEL BİR ALAN oluşuyordu! PKK bu düzenin oluşması için kullanılıyordu.
Yani PKK 'ya kim vurmak istiyorsa bu yapıyı da kurmak istiyordu! Ama Kürt gençleri bunu görmüyordu! Biz PKK ile vakit kaybederken KÜRT OLUŞUMU Barzani ve Talabani gibi isimler ile ticareti elinde tutan sınıf arasında filizlendi!
Bizler PKK ile uğraşırken orada başka bir oluşumun temeli atıldı.
Rahmetli Adnan Kahveci "Koruculuk sistemini kaldırıp orada halka havadan para atsak çok daha etkili olur!" anlamına gelecek sözler söylemişti! Sorunu görmüştü!
Yıllardır süren mücadele sonsuza kadar uzayıp gitse bile PKK orada ne bir devlet ne de bir BEYLİK kurabilirdi.
Türkiye engellemese bile; Barzani engellerdi! Güneydoğu'daki ağalar devreye girer! Amerika ilk adımı atar!
İran ve Suriye elinden geleni yapardı!
Yani Ankara kenara çekilse bile bırakın devleti bir ÇADIR bile kuramazlardı!
Biraz geri gidelim... Özal dönemiyle birlikte MERKEZ MEDYA devletin elinde tuttuğu ekonomik aygıtlarda YOLSUZLUK ve ÇÜRÜMÜŞLÜK olduğunu halka aktardı! Özelleştirmelerin olması ve tepki toplamaması için bu bir yöntemdi!
Adımlar böyle atıldı. Erdoğan döneminde de 17-25 Aralık bu tarz bir operasyondu. İstanbul sermayesinin içinde yer almadığı denklemi bozmak için hazırlanan FİNANSAL bir operasyondu! Saldırıydı...
Bakın; yıllar yılı bizi Avrupa Birliği'ne ittiler! DEMOKRASİNİN GELMESİ İÇİN BU ŞARTMIŞ! Böyle manşetler atıldı, yazılar yazıldı!
Sanki GÖKTÜRKLER , SELÇUKLULAR, KARAHANLILAR ya da OSMANLI demokrasi ile İMPARATORLUKLARI ve MEDENİYETİ kurdu!
Ya da İNGİLTERE halkın iradesini çok önemsediği için "Üzerinde güneş batmayan imparatorluk" oldu!
Bizi AB'ye iterek bütün kurumlarımızın DNA'sıyla oynadılar! MGK'dan Genelkurmay'a, siyasetten bankacılık sistemine kadar her şeyi değiştirdiler, Türkiye'yi tamamen kontrol etmek için ellerinden geleni yaptılar!
Bizim bir BAŞBAKANIMIZ da çıkıp "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" dedi.
Selahattin Demirtaş özellikle ÖZERKLİK istiyor, aslında Mesut Yılmaz'dan farklı bir şey söylemiyordu...
Ağaların ve yerel baronların kazanması için ortaya çıktı. "Siyaseti ve bölgeyi onlar yönetsin" diye kendini siyasete attı!
Bu denklemde ÖLEN KÜRT GENCİ maalesef figürandı! Kimse onu düşünmezdi...
Biz şirketlerin patronlarıyla ilgilendik ama bu isimlerin hangi siyaseti güttüğüyle hiç vakit kaybetmedik!
Özelleştirmeler patlarken para sahipleri gücünü artırırken ülkeye nasıl bir çuval geçirilmek istendi anlamadık!
Aslında İstanbul'u da Güneydoğu'yu da BARONLAR yönetmek istiyordu!
Demirtaş bu nedenle AVRUPA'da ÖZERKLİK diyor, Aydın Bey'in medyası da onu "CİCİ ÇOCUK" diye gösterip destekliyordu!
İşin garibi en BÜYÜK SOLCULUĞU Erdoğan yapıyor, OLİGARŞİ ile mücadele ediyordu!
Ancak saldıranların en önünde SOLCULAR yer alıyordu!
Bu nedenle de dün ANITKABİR 'deki deftere "Anadolu'yu ebedi yurdumuz olarak muhafaza etme mücadelemiz bugün de sürüyor..." yazıyordu...
Asker-sivil bütün kurumlarımızı mutasyona uğratıp bizi maymuna çevireceklerdi!
Operasyon buydu. Yıllardır sürüyordu!
Şimdi oyun tersine döndü!
Baronların PKK 'sı ile IŞİD'i büyük tokat yiyecekti!
Türk Devleti'nin kaderiyle oynamanın faturasını ödeyeceklerdi...
İçerisi de dışarısı da...
Zaten onlar da bunu biliyor...
Türkiye şimdi milletiyle birlikte ayağa kalkacak! Korkuları bu!
Geri geleceğiz!
Zaten buradaydık!
Gelip bunları kapı dışına atacağız!
Kardeşimizle bizi durdurmaya çalışanlara son darbeyi indireceğiz.
YOK ÖYLE!