Selahattin Bey
Üç gün önce sadece bizim MANŞETİMİZDE bir haber vardı.
TOYİKİ BEYAZIT: 0 diye...
Ünlü işadamı Selahattin Beyazıt'ın oğluna ait TOYİKİ oyuncak şirketi batmış ve bunun faturası babaya çıkmıştı. 68 milyon liralık borç için Üsküdar'daki "Tırnakçı Çürüksulu Yalısı"na haciz gelmişti. Yani borç için YALI satışa çıkarılmıştı... Alışık olmadığımız bir haber değildi! Ancak inanılmaz geri dönüş aldım.
Özellikle Ankara'dan arayan arkadaşlar bayılmışlar habere. Önce garipsedim. Ne dediklerini anlamadım.
Sayfaya koyduğumuz fotoğrafa ve yazdığımız spotlara iyice baktım. Bir şey bulamadım. Sonra arayanlara tek tek döndüm. İma ettikleri şeyi anlamadığım için açıkça sordum:
* Bu haberde bizim görmediğimizi ne var?
Hiçbiri benim bu sorudaki samimiyetime inanmadı. O kadar içten sormuşum ki biri sonunda dayanamayıp "Düne kadar bu haberi kimse yapamazdı Türkiye'de. Devlet değişti, basının da eli rahatladı" demez mi!
İyice şaşırmıştım. Beynim karıncalaştı. Ses tonumu yükselterek
* Neler oluyor Allah aşkına?
diyerek telefonun ucundaki arkadaşıma yüklendim. "Tamam tamam" dedikten sonra başladı... "Senin manşete taşıdığın isim çok özel biri.
Dünya ile ilişkileri en üst seviyede olan isim...
Kullandığın fotoğraf da çok ilginç! Ahmet Ertegün ABD'de vefat ettikten sonra cenazesine karşılamaya gidenlerin en önünde Selahattin Bey vardı.
Manşetteki fotoğrafta yok ama başka ÖNEMLİ İSİMLER daha vardı orada. Dikkat ettiysen kimse Selahattin Bey'in önüne geçemiyor. Geçemez de...Yürüdükleri yer de Fenerbahçe sahil yolu değil HAVAALANININ tam ortası. Yani pistte yürüyorlar.
Demirel, Haberal'ı aprona kadar uğurladı diye yaygara yapıldı. Adamlar pistte yahu!..."
Bu cümleler beni heyecanlandırmayınca araya girip PİSTTEN çıktık:
Önemi ne bu ismin?
Derin nefes aldıktan sonra devam etti...
"Kissenger'ın Türkiye'de tanıdığı ilk isimdir. Hep el ele oldular. Kissenger ona inanılmaz sahip çıktı.
Onu parlattı. Yüceltti. Bulutların üzerine çıkardı.
Selahattin Bey, Ağrı doğumluydu. Ama ABD için yaşıyordu! İlişkileri onu BILDERBERG'e taşıdı.
Hem de ÇEKİRDEK KADRONUN İÇİNE kadar... Yıllarca Türkiye'de hep onun dediği oldu.
Kissinger'ın buradaki koluydu. 23-25 Nisan 1971 yılında Amerika Woodstock Vermont'ta yapılan Bilderberg toplantısında dostlukları tavan yaptı. Bir iddiaya göre Selahattin Bey gizli masanın Türkiye sorumlusuydu ve doğrudan Kissenger'e bağlıydı.
Türkiye Bilderberg'inin patronuydu! Türkiye'nin asıl sahibi de böylece Kissenger oluyordu tabii..."
Heyecanlanmıştım şimdi...
* Biraz daha aç lütfen!
"Bak dostum. Selahattin Bey 33. Dereceden Mason. İskoç Büyük Locası'na bağlı üstad. İngiltere Kraliyet protokolünde yeri var. Bir rivayete göre RANDEVU almadan KRALİÇE ile görüşen tek TÜRK... Uzun yıllar TÜRKİYE MASASINI Selahattin Bey yönetti. Kissenger'la birlikte 41 üye seçtiler.
Masanın her kararı ülkede uygulandı. Bilmem hatırlar mısın; Prof. İzzettin Önder: "Ülkeyi holdingler yönetiyor", ABD'li ünlü senatör Alfonse D'amato "Türkiye bir haydut çetesinin elinde can çekişiyor" demişti... Dönemin ABD Büyükelçisi Abromoviç ise "Türkiye'nin sorunlarını ancak devletten güçlü hükümetler çözer" diye akıl vermişti!
Ecevit "dışarıdan yönetiliyoruz", Baykal "Ülke çetelerin elinde", Korkut Özal da "Ülke ordu, mafya ve dış güçlerin elinde" diyordu... Yani bu masayı bilen herkes açık açık konuşamasa da bize işaret veriyordu. Ama yıllarca anlamadık. Şimdi BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK diyenlerin yüzünden. Herşeyi sakladılar. Basın onlarındı çünkü. Halkın öğrenmemesi için her şeyi yaptılar. Virajı alamadıkları zaman da DARBELER geldi zaten.
Nefes almamızı bile engellediler..."
* "Çok derine daldın" diyerek arkadaşı durdurmaya çalıştım; ama olmadı...
"Selahattin Bey görevi bıraktıktan sonra yerine geçen isim ilk iş olarak ne yaptı biliyor musun! 28 Şubat'ı hazırladı! Göreve gelişini ya da masayı teslim alışını böyle kutladı!"
* Kim o?
Boşver... Ama adamlar her istediklerini yaptı.
Kendilerine bağlı sıkı kadrolar yetiştirdiler. Hala mücadele sürüyor. Bugünden yarına bitecek gibi de değil. Tek şans milletin artık bunları hissediyor olması.
* Peki bu adamlar bu kadar güçlüyse neden batıyor, iflas ediyor?
Belki de iflas falan yoktur! Başka bir hesap vardır ortada! Hem elinde sadece bir tek yalı yok ki!
* Güncel bir değerlendirmen var mı?
Var... Sevilay Yükselir dün SABAH'ta konuşmuş kendisiyle... Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel "faiz işine girmeyip de aç mı ölseydim" demiş... 2001 krizi geldiğinde BEYEFENDİ Merkez Bankası Başkanıydı. Çok kişi atlıyor ama Sayın ERÇEL, Bilderberg'e üst üste katılan ender kişilerdendi... Acaba KRİZDE sevdiği bu faiz oyunu sayesinde DOSTLARINA bir şeyler kazandırdı mı?
Acaba Türkiye yerle bir olurken BARONLAR ceplerini doldurdu mu? Bilmiyorum ama bunları Gazi Erçel'e sormak isterdim... Çok önemli insanları tanıyan biri olarak çok önemli koltukta oturuyordu çünkü!
* İyice kafamı karıştırdın...
Karışması iyi oldu. Birkaç yıl önce Kissenger, İstanbul'a geldi. Sakın Kissenger "Tırnakçı Çürüksulu Yalısı"nda misafir edilmiş olmasın...
Öyle ya Kissenger'ın bizde kalacak hali yok...