Tak diye geldiler
Cumartesi akşamı YAZ-BOZ'da iken birden telefonuma "BÜYÜK PATLAMA OLDU!" mesajları düşmeye başladı. Hiç birinde bilgi yoktu ama herkes oturduğu semtten patlamayı duymuştu.
Korku büyüktü. İlerleyen dakikalarda ayrıntılar akmaya başladı. Canımız yanıyordu!
Acı büyüktü! Gencecik polis kardeşlerimizi şehit etmişlerdi...
Acımasızca, kalleşçe...
Ülke olarak yastaydık!
Açıklama geldi! Hain saldırının arkasından yine TAK çıktı! Kürdistan Özgürlük Şahinleri yani... Bu da TABELA ismiydi!
YABANCI İSTİHBARATLARIN kullandığı ve adını TAK koydukları bir organizasyondu... Gariptir, Türkiye ne zaman enerji alanında kendine göre doğru bulduğu bir yolda adım atsa TAK hemen sahneye çıkıyordu! Böyle rol aldığı çok olay vardı... 1990'ların başından beri hem de...
* 17 Şubat 2016 günü Ankara Kızılay'da askeri servis aracına bombalı saldırı düzenlendi. 28 kişi hayatını kaybetti. TAK, 2 gün sonra saldırıyı üstlendi.
* 13 Mart 2016 günü Ankara Kızılay'da bir otobüs durağında bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. 37 kişi hayatını kaybetti. TAK, 4 gün sonra üstlendi.
* 27 Nisan 2016'da Bursa Ulu Camii yakınında intihar saldırısı düzenlendi.
Yine TAK üstlendi. Olaydan 4 gün sonra!
* 7 Haziran 2016'da İstanbul Vezneciler'e bomba yüklü araçla geldiler.
Patlamada 5'i polis memuru, 6'sı sivil olmak üzere 11 kişi hayatını kaybetti.
36 kişi yaralandı. TAK saldırıyı üç gün sonra üstlendi...
* 6 Ekim 2016'da İstanbul Yenibosna'da bomba yüklü motosikletle düzenlenen saldırıda 10 sivil yaralandı.
TAK, bir gün sonra üstlendi.
* 24 Kasım 2016'da Adana Valiliği'ne bombalı araçla düzenlenen saldırıda 2 sivil hayatını kaybetti. 33 kişi yaralandı. 5 gün sonra, TAK üstlendi.
Ve en son BEŞİKTAŞ'taki hain saldırılar...
İstanbul'daki patlamaların öncesinde ve sonrasında nerelerde ne oldu diye bir göz attım!
Liste uzun; bunlar çıkardıklarımın bir kısmı! Türkiye ENERJİ ile ilgili kesin ve net adım atacağı zaman birileri TAK'a görev veriyordu... Kürt petrolü mü gelecek? TAK devrede? Kafkaslar'dan gaz ve petrol mü gelecek? TAK devrede?
Hatta İsrail ve Doğu Akdeniz GAZ anlaşması mı yapılacak? TAK devrede!
Saldırıların arkasında enerji yatıyordu.
Birileri Türkiye'nin kulvar dışına çıkmasını istemiyordu. Patlama oldu, ne iptal edildi? Erdoğan'ın KAZAKİSTAN ziyareti! Nazarbayev ile buluşacaklar ve muhtemelen yine gaz-petrol üzerinden masaya bir şeyler gelecekti!
Beşiktaş patlamasıyla bu gezi ertelendi... Mesela İstanbul patlamayla sarsılırken Nijerya, Mısır ve Somali de saldırılarla inliyordu! Bütün bunlar yan yana getirilmesi gereken unsurlardı!
Geniş bakıp geniş düşünmek zorunda olduğumuz olaylardı! Büyük savaş TERÖR üzerinden gidiyordu! Bu nedenle TAK diye bir şey yoktu!
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNİN kod ismiydi bu! Ancak ortada ŞUDUR diyeceğimiz net bir işaret bulunmuyordu!
DEAŞ'ı ABD yani CIA kurmuştu ama herkes sızmıştı! MI6 Başkanı "İyi ki girdik ve DEAŞ'ı kendimizden uzak tuttuk" diyordu. TAK için de bunlar geçerliydi. AVRUPA, PKK ve TAK üzerinde etkiliydi! Ama ABD de Rusya da vardı! Çin neredeydi tam olarak kestiremiyorum...
Biraz geriye dönelim...
HDP ve Demirtaş AVRUPA'nın baş tacı ettiği bir hareketti. Destek veren televizyon ve gazetelere bakın!
Saz çaldırırken de türkü söyletirken de yanında olanlara bakın! Hep aynı kulvardaki oyuncular... Cumhuriyet Gazetesi'ne bakın! Kapanmadan önceki FETÖ'cü ZAMAN gazetesine bakın!
PKK liderleriyle içli-dışlı tavırlarına bakın!
Kimi röportaj için dağa adam yolluyor, kimi de elden kravat veriyordu. Can Dündar'ın da Ekrem Dumanlı'nın da HDP ve PKK aşkı yeni değildi. Çünkü arkalarındaki güç HDP üzerinden ÖZERKLİK istiyordu. Zaten bütün verilen desteğin amacı buydu. HDP de Demirtaş da arkasındaki güçler de BAŞKANLIK istiyordu. Ama ÖZERKLİK şarttı!
Ancak Demirtaş bir türlü PKK ile karşı karşıya gelemiyordu. Teröre sessiz kalarak destek oluyordu! Graham Fuller'den Avrupalı liderlere kadar herkesle görüşüyor ama TERÖR konu olunca topu taca atıyordu... FETÖ zaten yanı başındaydı. BENENSON'a kadar herkesi emrine vermişti! Bir de CHP vardı! Kemal Bey vardı! Sessiz kalarak HDP'nin istediği BAŞKANLIK formülüne sıcak bakıyordu. Özerklik ile bitecek filmde rol alacak gibiydi. Ama HDP ve Demirtaş savrulunca bunlar kollarını açtı. "Gelin biz varız. Dert etmeyin" dedi. Zaten bunların içinde de FETÖ fazlasıyla vardı. SINIRLAR üzerine akıl yürüten güçlerin ne yapmak istediğini anladıklarını sanmıyorum ama kendilerinden emin yürüyorlardı. HDP geldi ve CHP'nin evinde oda kiraladı...
AK PARTİ içerideki büyük güç olarak yol ararken karşısında yer alan MHP döndü geldi ve "Size destek olacağım. Ama birlikte yürüyeceksek milli çizgiden hiç ödün vermeyelim" dedi.
AK Parti ile MHP arasındaki ilişki bu denge üzerine kuruldu. BAŞKANLIK yine gündemdeydi! Ama içinde KÜRTLER'e ÖZERKLİK yoktu!
Tamamen milli çizgide gidilecekti. Ve bu nedenle bir önceki çizgide yer alan isimler tek tek eleniyordu! Bakın kenara çekilmek zorunda kalan siyasi figürlere...
Sistem dışı kaldı hepsi!
Bu işbirliği ya da ittifak bizi çok mutlu etti! Ama sorun şuydu ki DÜŞMANLARIMIZIN SAYISI ARTIYORDU!
Ankara, Moskova ile yakınlaşma içine girdiği zaman Rusya'nın rakibi olan AVRUPA hemen TAK'la bize mesaj yolluyordu! Türk-Rus yakınlaşmasına itiraz ediyorlardı. Savaşın yeni metodu terör ile geliyorlardı! Ankara-Washington arasında bir sıcaklık oldu mu TAK yine devreye giriyordu! Yine Avrupa vardı arkada! Beşiktaş'taki patlamanın olduğu gün YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK gündeme gelmişti!
Ne oldu? TAK devreye girdi! 44 canımızı bizden aldı! Zaten ertesi gün de KAZAKİSTAN ziyareti vardı! İki taraftan kıskaçtaydık. Amerika-Rusya dengesi hem Avrupa'ya gitmemizi istemiyor hem de Çin'e yaklaşmamıza hiç sıcak bakmıyordu! Avrupa ise ne Ortadoğu ile ne Kürtler ile ne de ABD-Rusya ile yakınlık istemiyordu!
Bu denklemde Ankara kendine MİLLİ BİR ÇİZGİ ARIYORDU! Kolay değildi! Bugünden yarına olacak iş hiç değildi. Bütün ittifaklarımız 50- 60 yıllıktı. Bırakıp gitsen tutuyorlar, dönüp gelsen vuruyorlardı! Bir de bu arada GLADYO-C olan para planı ile gelmeye gayret ediyorlardı... Ankara DOLAR'a savaş ilan ediyordu! Bu alışık oldukları bir şey değildi. Açıktan bunu kimse yapmamıştı DOLAR'a...
ABD dolarda çok hassastı, Avrupa Birliği de kendilerine yapılan uyarılar konusunda... Erdoğan "Gerekirse orada olmayız" diyordu! Türkiye'siz bir AVRUPA felakete sürüklenirdi! Ama önemli bir siyasetçimizin dediği gibi "Bu kopuş olursa Türkiye'de neler yaşanır düşünmek bile istemiyorum" sözü aklıma geliyordu! Türkiye yıllarca yan yana, iç içe durduğu her iki kutuptan da dışlandı!
Sevgimiz ve gücümüz hep zaafa uğratıldı.
Avrupa'ya gittik, almadılar. ABD'ye gittik, DARBE ile karşılık verdiler...
Çin'e gittik, Ortadoğu'ya gittik, Afrika'ya gittik TERÖRÜ kapıda gördük!
Rusya'ya gittik, uçakla geldiler! Bakın Can Dündar'a medeni ölçülerde tepki gösteren GAZETECİYE evinde kim saldırdı? PKK... Hem de AVRUPA'nın göbeğinde. Bu işler böyledir. KÜRT MESELESİ AVRUPA'nın üzerinde büyük bir hassasiyet gösterdiği alandır!
Bize bırakmak istemezler! Asla ve kat'a ORTADOĞU'da söz sahibi olmamıza rıza göstermezler. Belki Can Dündar bilmiyor ama MİT TIR'larını kim niye durdurdu şimdi anlaşılmıştır sanırım!
Orada olmamızı istemeyenler içerideki gücüyle geldi! Kim yaptı bu haberleri?
Kim sahip çıkıyor haberi yapanlara?
ORTADA!
"Bu adamlar gelecek" derken bildiklerim var! Türkiye yeni dengede yerini arıyor! Kazanacağı bir MASA istiyor! Ya da hakkını alabileceği...
İşte buna yanaşmayanlar ortada!
Geliyorlar! Dün sonuç aldıkları ne kadar yöntem varsa hepsini zorluyorlar... ZORLAYACAKLAR da... Büyük bir kavganın içindeyiz...
DEĞERLİ OLDUĞUMUZ için canımızı yakıyorlar... Her ne yaşanırsa yaşansın kazanan TÜRKİYE olacak...
Türkiye'nin sistemini değiştirmesi, sınırların dışında başka bir oyun kurması, Orta Asya'ya kadar uzanması alıştıkları şeyler değil...
Omuz omuza yürümemiz gereken bir zaman diliminden geçiyoruz. Yüreğimiz yansa da yarınlar için kazanmak zorundayız.
Ve emin olun ki kazanacağız...
Kazanacağımızı onlar da biliyor!