GALATASARAY'ın Beşiktaş'a yenilmesiyle, Fenerbahçe'nin kazanması arasındaki "3 puanlık değiş tokuş" üst katlardaki hesapların yeniden gözden geçirilmesinin sebebi oldu. Daha çok maç var ama kötü futbol maçların sonuçlarını da belirliyor, takımların kaderlerini de.
O yüzden kimse sonuna kadar kazanamaz gerçeğinin de farkında olmalıyız, oynanmamış maçlara kazanmış gözüyle bakılamayacağı gerçeğinin de. Fenerbahçe, Samsunspor maçında verdiği 2 puanın aslında kaç puan ettiğini eminim ki şimdi daha iyi anlıyordur.
***
Kitap okumayan futbolcular, zarafetin canına okur. Basit cümleler kurmayı sosyal medya öğretiyor. Üstelik maçtan sonra kendi hatalarının farkında olmayanlar "cahil cümlelerle" meseleyi basitleştirirken!
Beşiktaş, puan cetvelinde alt sıralarda olabilir ama ruh katında büyükleri dize getiren takım. O yüzden bu galibiyeti küçümseyen cahillerin önce bunu anlaması gerekiyor.
Yunus Akgün'ün belki haberi yoktur ama "önce Beşiktaş vardı!" Ve bu önemli maçta Galatasaraylı futbolcular pozisyonların küsuratında bile yoktu.
***
Beşiktaş'ta Rafa Silva'ya parantez açmak gerek. 68 metre top sürüp, Sanchez gibi bir devi aciz hale düşürüp, harika bir final vuruşunun bendeki tercümesi; "hayatımda böyle bir golü çok az gördüm!" Ayrıca bir futbolcunun bu kadar yetenekli olup bu kadar terbiyeli davranmasının bir açıklaması varsa "adamlık onun kanında var!"
Adamlık ki bu ülkede en az bulunan şey. Bütün ışıltısıyla sahaya akan Rafa Silva'ya Türk futbolunun gözü gibi bakması gerekir. Zarafet ve yeteneğin birlikte yazıldığı bir ders kitabı niyetine okutulması kaydıyla!
Çünkü terbiyesizliği yaşatmak için öldürülen terbiyeye futbolumuzun ihtiyacı büyük.