Tarihi 25 Ekim 2018

Ağlamak yok!

ÜŞÜTMEYE başlayan bir gecenin içinde evsiz birkaç insanla muhabbet ettim.
Yaz mevsimini o yüzden seviyorum.
Çaresizliği bu denli dışa vurdurmuyor!
***
Her şeyi ayarlamıştım, gece bendendi.
Hepsine sıcak çay geldi gecenin bir saatinde sonra köfte ekmek.
Sorumsuzlukla hayatın gerçeklerinden kaçmak arasında kardeş kardeş oturdular.
"Buraya gelmek nereden aklına geldi?" diye sordu biri.
"İnsanlara kötü örnek oluyorsunuz ya, iyi taraflarınızı göstermek istedim" dedim.
Gulyabani olduğunu varsayan da vardı.
Melek olduğunu haykıran da.
Güncel olaylardan haberi yoktu hiçbirinin.
Bazı magazin haberlerini biliyorlardı.
Biri, "Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali?" diye sordu da, şaşırdım.
"Takım aşkı yaşam şartlarına bile meydan okuyor" dedim.
"Evet" dedi, "Ömrümüzü yiyenlerden biri de gönül verdiğimiz takımlar değil mi?"
***
Bir sezonda milyon dolarlar kazanan futbolcular, başları sıkışınca taraftara sığınıyor ya, taraftar kime sığınsın?
"Havalar soğuyor, kışın ne yapacaksınız?" diye sordum.
"Bizler yazlıklarla kış geçirmeye alışığız" dedi biri.
Diğeri "Allah kerim" dedi.
Anlattıkları kadarıyla mahalle berberinde bedava tıraş oluyorlar.
Kendilerini tanıyan insanlar bazı geceler bir tencere yemek koyuyor önlerine.
Aralarında oluşturdukları ilginç bir düzen var.
Birinden para istemek yasal ama çalmak asla, bu eylemi yapan hemen dışlanıyor.
Birbirlerinden para saklamak da yok.
"Haksızlığa karşı durmayan namerttir" yazıyor duvarlarında.
***
"Ne zaman yıkanıyorsunuz?" diye sordum...
Aşı vakti gelince okuldan kaçan çocuklar gibi hemen meseleden koptular.
Uyum sağladıkları hayatın dışında onların insani şartlardan yoksun olmaları da kaçınılmazdı kuşkusuz.
O yüzden onlara uzaktan bakıp geçen sadece hayat değil.
Hayatın diğer yolcuları aynı bakışı atıyorlar.
Her birini "yaşayan ölü" farz edip!
***
Yaranın istediği şeydir pansuman.
Onlar kendi kanattıkları yarayı kendileri dağlıyorlar.
Gerçekten aciz bir hayatları var ama.
Gördüm ki asla ağlamıyorlar.

Çakarlı cenneti
Önceki gün İstanbul Zincirlikuyu'da trafik polislerinin 06 plakalı çakarlı araçları durdurduğunu gördüm.
Çünkü İstanbul çakarlı araç cenneti.
İpini koparan çakarı takmış, ne emniyet şeridi tanıyor, ne trafik kuralı.
Ankara plakası insanları korkutmak için yeterli sebep.
Dilerim o çakarlı araçları kontrol eden görevli polis memurları işlerini yaptıkları için başka şehirlere sürülmezler.
Arkası güçlü çakarlı araç sahipleri tarafından!

MUTLULUK TAKVİMİ
Gıcırdayan kapıları yağla.
Lavabo kenarında yüzük bırakma.
Sebze ye.
Sağlık için yürü.

Simit ve çaylı
Kahvaltılarımız vardı
Aşka çare arardık
Ölüme değil
Bir hamalın selesinde

Taşırdık umutları
İki yaralı yürek
İki deli rüzgar
Bir atın yelesinde

Giderken
Sağ bıraktın sol yanımı
Şimdi martılarla
Şiir sohbetindeyim
Ayrılığın hüzünlü
İskelesinde

Hakkı YALÇIN