YAŞLI adamlar beyaz sakallarını okşayarak gençlere bir şeyler anlatırken, hayatın "derin uçurumlarını" işaret ederlerdi. "Malınız mülkünüz uçar gider, geride sadece isminiz kalır!" Hayat için bu kadar paralanmanın alemi olmadığını anlatan o yaşlı adamların yerini mezarına kasa koymaktan bahseden zenginler aldı.
***
Endişelerini giderecekmiş gibi doktora götürülen ve depresyon ilaçlarına boğulan "yaşlı çocuklar" var. En çok onlara ayıp ediyor hayat!
***
Yoksul insanlar için fırınlara pide asılan bir ülkede, parası olmayanı elinin tersiyle itiyor da parası olanın ayağına gidiyor hayat. "Var mı emrin ağam!"
***
Uyuşturucu satıcıları bütün köşeleri kapmış "çocuklarımızı kurtarın" diye haykırırken anaları duyan yok. Bazen çocukluğumuzdaki sokak satıcılarının sesi gibi yankılanıyor hayat; "ah nerde eski tat?" Bir açıklaması var elbet.
Gökyüzüne ağaçların yerine gökdelenler yükseldi ya, çeşmelerinden su içtiğimiz yedi tepeli şehirde "dumandan" görünmez oldu hayat.
***
Hayatın yasaları da değişti, hukukun yasaları da. Ağaların beylerin haksız kazanç için birbirinden "arakladığı" yeni yöntemleri varsa, eski güzellikler kimsenin umurunda olmadığı içindir.
Yasalar önünde insanlar neden eşit değil, bir Kürt şairinin 30 yıl hapis yattığı bir ülkede insanları dolandıran kabadayılar neden 30 saniye sorgulanmaz?
İşine gelmeyen sorulara asla cevap vermez hayat!
***
Hey gidi yıllar hey!
Haysiyetin dürüstlüğün hükümsüz olacağı aklımıza gelmezdi. Sosyal çürümenin bahşettiği ödülleri toplayan pespaye şarkıcılar var, her türlü pisliğin içinden çıkartılıp koltuklara oturtulan jüri üyeleri. İte kopuğa bile yıldız muamelesi yapan şimdiki zamana inat, gökyüzünde yalnız gezen yıldızları özletiyor hayat!
***
Kendi kendimize soruyoruz bazen, "biz bu hayatın nesi oluyoruz?" Cevabımız hazır; "hiç kimsesi!" Hele önümüz uçurumsa durumu anlatmaya yetiyor.
Uçurumu sevenlerin kanatları olmalı, bizim yok. O yüzden bizlere el sallamadan uçup gidiyor hayat!
Üstelik birileri arkamızdan uçuruma itekliyor!
MUTLULUK TAKVİMİ
Uyuşturucuyla aktif mücadele et.
Yoksul insana el uzat.
Mesleğinin hakkını ver.
Gözlerim gülmüyor
Eskisi gibi
Aklımdan yaşanmış
Günler geçiyor
Şimdi sevgimizin
Hasat zamanı
Ben ektim sevgiyi
Eller biçiyor
Sayfalar dolusu
Mektuplar yazdım
Kalbim kan ağlıyor
Dilim susuyor
Vefasız sevgilim
Ellerin olmuş
Bıraktığım yerde
Yeller esiyor
Hakkı YALÇIN
"Ötekine" kapanan pencereler "berikinin" asaletinden alır.
Dr. Hakan Bahadır
Çevremdeki belediyeler içinde en çok çalışan Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır. İlçesinde her türlü aktivitenin tartışmasız öncüsü.
Şimdi Ramazan'ın anlamını da hissettirirken, iftar saatlerinin cömertliğini sergiliyor.
Ben insanların partisine bakmam verdiği hizmete bakarım. Lise yıllarımın Bahçelievler'inde zaman zaman gezintilerim oluyor da "Hakan Bahadır'a helal olsun" diyorum. Yaşadığım Ataköy'de göremediklerimi Bahçelievler'de gösterdiği için.
