MÜZİK deyip geçmeyin, her devir kendi asaletini ya da rezaletini simgeler.
Maziden sesler duyarız. Çocukluğumuzdur o şarkılar, gençliğimiz. Bir sokak lambasının altında kar tanelerine avuç açmak, yağmurda şemsiye açmamak. O şarkılarda cesaret ve haysiyet vardır, emeğe saygı. Sabah vardiyaları akşam çıkışları. O şarkılarda namus vardır, köprü altındaki adamların bile çocukları koruyan bakışları.
***
Yıllardır müzik dünyasının içindeyim.
Şimdiki zamanın dışı yaldızlı içi paslı tenekelerine ve şehvet pespayelerine karşılık mazinin o güzel insanlara teşekkür borcum vardır. Gerçek sanatın saflarını tuttukları için, dik duruşları ve zarafetleri için, her şeyden önemlisi insanlık onuruna sahip oldukları için.
***
Nesrin Sipahi kalitenin ve asaletin resmiydi.
Hayatımda dinlediğim en özel kadın sesi.
Yetenek ve duruşun eşsiz sanatçısı olarak bende bir yeri var. Rahmetli Müzeyyen Senar'la harika bir söyleşi yapma şansına sahip olmuştum da ondaki naiflik ve samimiyete saygılarımı sunmuştum. Şimdi adına şarkıcı ya da pop starı denen omurgasız kadınların dünyasındaki iltihabın getirisi boldur ve toplumsal çürümenin önü açıktır. "Tatlı Dillim Güler Yüzlüm" şarkısını ilk duyduğum günden bu yana Selda Bağcan'ın bendeki yeri de müzikteki yeri de ayrıdır. Selda Bağcan gündem oluşturmaya hiçbir zaman ihtiyaç duymadı ama bizler onun yüreğimize işleyen sesini yolda yürürken bile duyarız.
***
Barış Manço'nun Kol Düğmeleri'nin nasıl bir zarafeti temsil ettiğini öğrenecek ortamı şimdiki zamanın insanları göremediler.
Bugün bile içimizde bir şeylerin hala ölmediğini ve hayatın aslında ayrıntılarda gizli olduğunu hissettiren bir şarkının hikayesine kapılmaktan hiç vazgeçmedik. O yüzden kuşlu mektupları, güneşe koşan gömlekleri kanlı delikanlıları hatırlatmaktan da asla vazgeçmeyiz. Güneşin kum saati bizim için Rolex'ten değerlidir.
***
Fikret Kızılok bir daha gelir mi? Gözü kara özlemleriyle "Söyle Sazım" derken ne popülerlik derdi vardı ne magazine yem olmak gibi bir zaafı. Karşısında güzeli seven bir toplum vardı çünkü. Ahlaksızlık çatlaklarından içeri sızmayı bile maharet sayan şarkıcılar dünyasında, bizler hala Cem Karaca'nın tamirci çıraklarına gösterdiği özeni saygıyla anarız. Hayattan bir teselli aradığımızda 'Resimdeki Gözyaşları'nı dinleriz. Sanat aleminin gördüğü en klas isimlerden Ersan Erdura'nın zarafetinin heykeli dikilmeliydi. Sesindeki ahengi şarkılarındaki romantizmi güzel insanlar bilir,
bilmeyenlere de bizler öğretiriz.
***
Hey gidi rahmetli İlhan İrem, sevdaların ve ışıklı yolların adamı. Sadece şarkılarda çiçek açmadı, toplumsal konularda da dimdik durdu. Kimseye eğilmedi kimseye ödün vermedi.
Edip Akbayram gibi birini bu topraklarda bulamayız artık. Bugünün müzik toplumunda efendilik değil soytarılık prim yaptığı içindir ki, Edip Akbayram gençlik yıllarımızın da şimdiki zamanında gururu olarak kalacak ama dürüstlük ve haysiyet bir daha asla paradan değerli olmayacaktır.
***
Aynı gerçeklerde kaybolanlar aynı şarkılarda buluşurlar. Bunu özgürlüğü, zarafeti ve komşuluğu çalınan annelerin babaların çocukları anlar. Ellerinde sadece siyah beyaz anıları, dillerinde şarkıları kalanlar.
MUTLULUK TAKVİMİ
Simit ve çayla kahvaltı yap.
Bir huzurevini ziyaret et.
70'li yılların sanatını incele.
Gözlerim gülmüyor
Eskisi gibi
Aklımdan yaşanmış
Günler geçiyor
Şimdi sevgimizin
Hasat zamanı
Ben ektim sevgiyi
Eller biçiyor
Sayfalar dolusu
Mektuplar yazdım
Kalbim kan ağlıyor
Dilim susuyor
Vefasız sevgilim
Ellerin olmuş
Bıraktığım yerde
Yeller esiyor
Hakkı YALÇIN
Aşkın ayakları yere basmıyor artık, pahalı rezidanslara çıktı!
Dümeni kırmak!
Şimdiki zamanda yeni hayat projesi;
"2030 yılına kadar sağ kalmayı başarın!" Zenginler ve kendilerini dünyanın sahibi zanneden benciller her türlü korunmanın yollarını arıyor, gariban "bugün de ölmedim" derdinde.
Kirli hava pompaları, teknolojik virüsler zengin ve yoksulu aynı kefeye koymuyorsa, cukka ekonomisinin, kimlerin canına göz diktiğini söylemeye gerek yoktur. Ama bazen hayatın öyle gerçekleri vardır ki gün gelir dümeni kırmaya para da yetmez olur!