Cevap hakkı!

Eklenme Tarihi 15 Nisan 2025

GİN tepesindeki iki takımın sezon sonunda hanelerine nur doğması için birbirlerinin puan kaybetmelerini beklemesi kalitesiz ligin tek heyecanlı yanı.
Teknik adamlar teorik hesaplar peşinde koşarken, asıl mesele iki takımın da sahada koşup mücadele etmesini emrediyor.
Yolculuğu kontrol altında tutan tek gerçek mücadele çünkü!
Fenerbahçe'nin Sivas'ta kazanmasının futbolla ilgisi yoktu da Mourinho'nun yanlışlarına cevap hakkı doğuran gerçekler çoktu ama kimin umurunda!

***

Bir takımda kurtarışlarıyla kaleci öne çıkıyor da savunmanın hantallığı dikkat çekmiyorsa, Çağlar Söyüncü'yle başlanan maçlardaki berbat sinyaller hala alınamıyorsa, sahada olması gereken adamlar kulübeye kazık gibi çakılıyorsa, bu maça sadece 3 puan gözüyle bakıldığı ortada. Bunun yan etkilerini hesaba katmayanlar talihine güvenmesin!

***

Galatasaray, Samsun'da futboldan çok kazanma duygusuyla öne çıktı.
"Takımımın emrine amadeyim" diyen Osimhen gibi bir yabancıdan "tanıdık bir emekçi" çıktığı içindir ki böyle bir adama hepimiz şapka çıkarmalıyız.
Futbol; herkese golcü olarak yer ayırtmıyor ama bu adamın başka sonuca razı olmayan oyuncu duruşu var ve bir pozisyona bile anlam yüklerken takımını da sırtlıyor. Sanchez'in de Samsun'daki galibiyetin kalbinde özel bir yeri var.

***

Beşiktaş'ın sahada maç kaybetmesiyle, kulübü temsil edenlerin kendilerini kaybetmesi arasında yakın ilişki var. Kocaman adamların yaptığı çirkinlikleri kimse kabullenmez. Kulübün içini boşaltanların peşine takılmak isteyenler eski başkanların hesabını da sorsunlar, transferde ganimeti toplayanları da! Ama zarif biçimde!
Beşiktaş'ın yapı taşları zarafet ve sportmen duruştur çünkü!

***

Futbolun sırlarını kulüplerin içini boşaltan enerji mi açıklayacak? Yoksa gerginlikten rant edilen kara paralı düzende yeni ihanet modellerinin sergilenme seansları mı? Onları en iyi biçimde önümüzdeki haftalarda göreceğiz.