Kirli para!

Eklenme Tarihi 12 Haziran 2024

HAYATIN harcı emektir, Allah'ın yarattığı insan olmanın şartlarından biri de o harcı namuslu ve haysiyetli bir ömürle geri ödemektir.
Para her şeyi yendi, "satın alınmak için" sıraya girenleri görüyoruz. Satın alınan insanların başkaları tarafından da kolayca satın alınmasının önü alınamaz hale geldi.
Bu demektir ki herkesin bumerangı kendine dönüyor!

***

Güçle para, parayla kanunsuzluk arasında meşhur bir ilişki vardır. Ahlaksız paranın bir dili vardır kirli elleri sever.
Ahlaksız paranın kanlı gözleri vardır bir türlü doymaz! Ahlaksız para ahlaksızların apoletidir kimseye hesap vermez.
Yollar boştur gaza basar!
Yürürken bile para basar!

***

Bir tesellimiz vardı. "İnsanlık borsasında ciğeri beş para etmeyen adamlar belki dolar içinde yüzecektir ama başları ömür boyu eğik kalacaktır." Hiç de öyle olmadı. Utanma duygusunun zerre kadar hükmü kalmadı, onursuzluğun itibarı büyüdükçe büyüdü.
İnsanlığın kara kutusu vicdanlar bile para kutusu oldu.
Ama parasıyla adam olduklarını zannedenlere karşı bizlerin bakışı hiç değişmedi.

***

Geçenlerde okuyucularımdan biriyle markette karşılaştım da ayaküstü sohbet ettik. "Nostalji yaparak ayakta kalmaya çalıştığınızı görüyorum ama sizin dilinizden anlayan insan sayısı azaldı. Yine de isyan halindesiniz" dedi, "nasıl olmayayım" diye karşılık verdim. Ardından da "sizin yelelerine güneş taktığınız atlarınız vardı onları da vurdular mı?" diye sordu.
"Vurdular" dedim, "en çok da yelesinde güneş olduğu için vurdular." "O kara paralı züppeler kudurdukça kudurdular" diye bir cümle kurdu, "beni neden okuduğunuzu söylememe gerek kalmadı" dedim, elini sıktım ve gittim.
Fırıldaklığın süslendiği, her türlü soysuz ilişkilerin ve kötülüklerin parayla beslendiği bir dünyada yaşadığımızı ikimiz de biliyorduk.
Bir sürahiye su doldurmanın cebini doldurmaktan daha değerli olduğunu düşünen kaç kişi kaldık ki zaten!

***

Bilinmesi gereken tek şey; ölüme alıştıran bir yerdir Araf. "Yaşamak ne taraf?" diye sormaya gerek duyulmayan.
Paranın karşısında "kuyruk sallayanların" bol olduğu bir ülkede, gökyüzünün gözü üzerimizdeyken nereden geldiğimizi unutmadan adaletin ve asaletin karşısında eğiliriz paranın değil. Yemin olsun ki bundan rahatsız değiliz.

***

Ne güzel şarkıdır o; "Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime. Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime." Bu şarkı belki de kulüp başkanları için falan bestelenmiştir.
Not: Rahmetli Süleyman Seba'nın parası yoktu ama parasından başka bir şeyleri olmayan kulüp başkanlarının onun kadar "zengin yürekli" uğurlanması ihtimal dahilinde bile değildir.
Bu da onurun zaferidir!

MUTLULUK TAKVİMİ
Balonlara resim yap uçur.
Helalden sapma.
İhtiyaç halindeki insanlar için fırına ekmek as.

Kalbimde isyan var
Senin zulmüne
Kaderden hayır yok
Senden hayır yok
Gönüllü sürgünüm
Kendi sevdamda
Yarından hayır yok
Dünden hayır yok

Bu kadar belalı
Olmadı başım
Kalbime damlıyor
Gözümde yaşım
Bu benim hayatla
Gurur savaşım
Dostlardan hayır yok
Elden hayır yok
Hakkı YALÇIN

Kum saatini koluna takan bir adam gördüm fena dağılmıştı.

Baba ve oğlu!
Hayatını 'o biçim' kazanan babaya oğlu merakla sordu; "senin eve getirdiğin paralar neden kanlı?" Arsız babanın cevabı ne olur ki; "kan çıkmazsa para yok oğlum!" Babaya çekmeyen oğulun tepkisi sert oldu; "ben de seni adam zannediyordum baba!" Babanın cevabı daha da acı; "namuslu bir baba olsaydım sana o hayatı yaşatabilir miydim lan!" Gururlu oğul, mutfaktaki annesinin yanına gitti ve sordu. "Anne ben gerçekten bu adamın oğlu muyum?" Not: Annenin verdiği cevabı inanın ben de bilmiyorum!