Onurlu kadın

Eklenme Tarihi 16 Nisan 2025

R kadın var, kara sevdasını kilim diye ayaklarının altına sermişler, çaresiz kalmış. Yere düşse de gül yine güldür. Burnu yere düşmüş de eğilip almamış.
Masallarında kalmış bisikletsiz çocukluğu, boşa kürek çekmiş acılar denizinde. Uzak şehirlerde yanıp sönen ışıkları yıldız sanmış.
Gülmeyi unutmuş yüzü, acılardan usanmış.

***

Bir kadın var, düşlerine bıçak atılmış her gece her gece.
İnatla umuda nöbet tutmuş da gözyaşlarını kurutmuş gizli gizli. Gerçekler geçit vermemiş hayallerine, çocuklarına analık ederken kadınlığını unutmuş.

***

Bir kadın var, sabahları yeni hüzünlere göç etmiş yüreği, kaderine direnmiş, yılmamış çalışmaktan. Saçlarında ölümün çizgileri çoğalmış. Lüks restoranlarda yediklerini sosyal medyada kusanlar ülkesinde şehir üstüne yıkılmış da ayakta kalmış.

***

Bir kadın var, ülkedeki onurlu kadınlardan biri. Manzarası rüzgar gülleri, akşam olunca çekiyor perdeleri. Karanlıklarda yaşama filiz veriyor. Kaçırdığı uykuların peşini bırakmış, dualarını esirgemediği çocuklarının saçlarında geziniyor elleri.

***

Bir kadın var, her sabah hayat kavgasına yufka gibi açıyor yüreğini.
Ne kadar gözü üzerlerinde olsa da okuldaki çocuklarının bile harcanmasından korkuyor.
Cebini yoklamadan sokağa çıkamıyor, çıksa da semt pazarlarının sonlarına uzanıyor ayakları, vitrinlere göz ucuyla dahi bakamıyor.
Serçe gülüşlü çocukluğunun resim defterlerini karalıyor arada bir. Canına yandığımın dünyasında ense köküne ağrılar giriyor zaman zaman, nefesi daralıyor!

***

Bir kadın var, sırtında yumurta sepeti. Alacaklı olduğu hayatta payına düşenden fazlasını ödemiş borç diye. Çekecek ne çok çilesi varmış da ömrünü vermiş yetmemiş.
Hala onuruyla şerefiyle kıt kanaat yaşıyor. Kötülerin kazandığı bir dünyada, hayatın kartları bile eşit dağıtmadığını biliyor ama yine de kimseye sitem etmemiş.
Bir kadın var, yıllar onu ezip geçmiş, o bir karıncayı bile incitmemiş.

MUTLULUK TAKVİMİ
Uyuşturucu ve sanal kumarla mücadele et.
Göç eden kuşları izle.
Çocuklara satranç öğret.
Bol su iç.

Gözlerin bu sevdanın
En kalleş haliydi
Vedasız gideceğin
Her halinden belliydi

Hani ölüm ayırırdı
İkimizi bu sevdadan
Beni inkar edemezsin
Bıraktığım anılardan

Düşündükçe
Çılgına dönüyorum
Sana yabancı bir elin
Dokunuşunu
Hiç bekleme beni
Teslim olmuyorum
Kendime ayırdım
O son kurşunu
Hakkı YALÇIN

Yıllar tükenirken zehirli yılanların çoğalması şaşırtıcı değil!

Alkışlarla!
Rahmetli Cem Karaca, Barış Manço, Fikret Kızılok, Müslüm Gürses, Edip Akbayram, İlhan İrem, Volkan Konak, yaşayan efsaneler Selda Bağcan, Nesrin Sipahi benim için gerçek sanatçılardır. Şarkıcıdan çok daha fazlası. Sinemanın efsaneleri Türkan Şoray rahmetli Filiz Akın ve Tarık Akan gibi.
Onlardaki zarafet ve haysiyete mahsuben, hayatları boyunca ağaç gibi yükselen o güzel insanları hatırlatmak ve alkışlamak boynumun borcudur. Alkış her ünlüye yakışmıyor çünkü!