Tarihi 26 Haziran 2024

Yarasalar!

İNSANLIKTAN çıkmış bir düzende keyfimin kahyalığını hayallerim üstlenirken düşüyorum yollara.
Ama hayaller gerçeklere yenilmemi engelleyemiyor ne yazık ki! Yürüyüşe çıktığım sabah "bir gemi kalkıyor" çağrısına koştuğum günkü gibi.

***

Gemiye bindim, borçlarından bunalmış bir adam kendini asıyordu, ipini kestim teşekkür etmedi, "sana ne" dedi "bu benim hayatım!" Kirli çamaşırlarını asıyordu magazin dünyasında nafakayla beslenen pespaye bir kadın, adamın biri geldi ipe un serdi. Kara parayla yaratılmış ve hayatı burnundan çeken züppelerden biriydi. Paraları Amerika'dan geliyordu değirmenin suyu Türkiye'den!
"Senin gibileri akrep soksa akrep zehirlenir" dedim güldü, bir akrep nasıl gülerse öyle!

***

Geminin öbür ucunda kadınlara ve çocuklara silah çekiyordu zorbalar, karşılarına dikildim "hoştt" dedim en irisine, adamlar sözlerimin çevirisine ihtiyaç bile duymadı.
Onlara denizde karada ölüm yoktu, can aldıkça ödül alıyorlardı, insanları dolandırdıkça gururlanıyorlardı.
Sinirlendim ilk limanda attım kendimi.
Kader kırmızı ışıklarını yine garibanlara yakmıştı, ışıkları tersyüz ettim de güzel insanları sevmeyen kader bir ışıkla değişir mi?

***

Sonra bir mahalleye girdim, fesat pencereler açılmıştı ardına kadar!
"Biraz da sevgiye açılın" diye bağırdım sadece birkaç kişi duydu, diğerleri televizyon dizilerinin karşısında kendinden geçmişti.
Geceyi yıldızlarda geçirdim, diş geçiremediğim haksızlık karşısında çaresizliğimi bulutlara astım. Sinirlendim indim bir limanda.

***

Sesimi soluğumu cebime koyup evimin yolunu tuttum. Kavşakta kalabalık vardı, Mercedesli bir adam karşıdan karşıya geçen bir çocuğu ezmiş!
Adam yolun ortasında can çekişen çocuğa elini uzatacağına oturduğu koltuktan ahkam kesiyordu, "siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" "Kesin pezevenksin ya da uyuşturucu kaçakçısı!" diye haykırdım duymadı ya da kitabına uymadı! Çocuk yolun ortasında kan kaybediyordu da aldıran yoktu.
Bir anda mafya kılıklı birkaç adam geldi, Mercedesli adamın etrafını sardılar, "bir emrin var mı ağam?" Mercedesli adam cebinden çıkardığı yüzlük dolarları mafya kılıklı adamların ellerine sıkıştırdı, "bir şeyim yok" dedi "sadece sinirim bozuldu!" O sırada ambulans geldi, Mercedes'in koltuğundaki siniri bozulan adamı alıp hastaneye götürdü, çocuk hala yolun ortasında can çekişiyordu.

***

O sırada ben nerede miydim?
Ezilen çocuk bendim ya da benim nezdimde bütün çocuklar.
O kara paralı soysuz adamlar da doğduğumuz günden beri hepimizin kanını emen ve yasalarla bile kollanan yarasalar!
Onların üzerini arasalar neler çıkar ama aramıyorlar.

MUTLULUK TAKVİMİ
Zenginlikle başarıyı bir tut.
Gönlün zengin olsun.
Gerçek aşkı ara, bulabilirsen.

Duvarlarda yazardı
Ali'yi seven Ayşe
Ezberleri bozardı
Her hali yaman Ayşe

Günü geldi savrulduk
O bir yana ben bir yana
Bir gün karşıma çıktı
Büyümüş sözüm ona

O masum gözlerinde
Kalmamış eski neşe
Masanın üzerinde
Boşalmış birkaç şişe
Ah dedim ah be Ayşe
Nasıl da izin verdin
Sen bu hal ve gidişe
Hakkı YALÇIN

Denizlerde taş kaydıran özgürlüğü alamadılar çocukların elinden!

İçimdeki çocuk!
Birilerine göre iyilik, kendisine yapılanları kötülüğe çevirecek kadar değersiz bir duygudur. .
Onlara "dur" diyemezsiniz kendinize "dur" diyeceksiniz.
Çünkü hiçbir kötülük iyiliğin yükünü kaldırmaz.
Ne zaman birine "yaşlanıyorsun" desem içindeki çocuk küser.
Benimki doğuştan yaşlı.
Aldırmaz.