İki festival arasındaki fark
Geçen hafta Adana'da iki ulusal festival vardı.
Biri "Altın Koza Film Festivali…"
Diğeri ulusal gururumuz "Teknofest…"
Teknofest, ülkemizin millî teknoloji geliştirme süreçlerinde kritik rol oynayan kuruluşlarının düzenlediği Türkiye'nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivalidir!
Adana'daki Teknofesti milyonlarca insan gururla izledi.
Altın Koza Film Festivalini ise Özlem Gürses, Menderes Samancılar, Nebil Özgentürk gibi Erdoğan düşmanlarının siyasi arenasına döndü.
Altın Koza'da filmden çok kebaplar ve mangırlar konuşuldu.
Teknofeste Mersin, Hatay ve Osmaniye'den Adana'ya akın akın milyonu aşkın insan geldi.
Savunma sanayimizin geldiği nokta görenleri gururlandırdı…
Kapalı kapılar arkasında malum zihniyetin gerçekleştirdiği "Altın Koza Film Festivali'nden akla kalan tek şey festivalin dudak uçuklatan 55 milyonluk ihalesi oldu!
Zeydan Karalar Erdoğan düşmanlarını topladığı festivale milyonlar harcarken aylardır işçilerin maaş alacaklarını ödemedi.
**
Merak ettim, Özlem Gürses'e Zeydan Karalar ne kadar ödedi?
Güya "tasarruf tedbirleri" vardı!
Ama Karalar şatafatta sınır tanımadı.
Festival için yapılan harcamalar 'pes' dedirtti..
Sunucu Özlem Gürses'in sahne ve sahne gerisindeki tüm kulis giderlerini belediye karşıladı.
Gürses'e ayrıca yüklü bir para ödendi.
Kadına verilen paranın KDV'si, stopajı gibi yasal giderler de belediyeye yüklendi.
Gürses o gece için aldığı keş parayı bavuluna koyup gitti.
Karalar solcu misafirleri için kuzu etinden Adana kebabı yaptırdı. Yani 700 kişi kuzu kebabıyla rakısını içti.
Kuzu etinden yapılan kebaba 140 gram şartı getirdi.
Mezeler ise 75 gram ve üstüydü.
Barbunya fasulye pilaki veya zeytinyağlı börülce veya zeytinyağlı enginar ve piyaz da öyle..
Kuşbaşı kebaba 100 gram pilav kondu.
Herkes aksırıp tıksırıncaya kadar yedi ve içti.
Gazlı içecekler, şekerpare, fıstıklı baklava, kadayıf, sütlaç, kazandibi ve irmikle de ağızlarını tatlandırdılar!
**
Ulusal gururumuz "Teknofest"e gelince…
FETÖ kumpasıyla tutsak edilen komutanlar kötü günler yaşadı.
TSK'nın Atatürkçü askerleri FETÖ'nün ürettiği sahte delil ve iftiralarla kendilerini Silivri, Hasdal, Maltepe ve diğer cezaevi koğuşlarında buldu.
Özgürlükleri çalınan generaller, albaylar, binbaşı ve yüzbaşılar perişan haldeydi.
FETÖ şerefsizi ise subaylara "hain" damgası vurmuştu.
Silah arkadaşlarının bile aramaktan korktuğu, ailelerine bir "geçmiş olsun" demeye cesaret edilemeyen günlerdi…
Yapayalnız bırakılan komutanlarımızın yanında biri vardı.
Adam gibi adam olan biri…
Bu adam Özdemir Bayraktar'dı!
Özdemir abi kumpasla hapse atılan subayların duruşmalarını yakından takip etti.. Ailelerini de yalnız bırakmadı..
**
Muhalefetin her fırsatta Cumhurbaşkanı üzerinden fütursuzca saldırdığı Baykar Teknolojinin kurucusu, gökyüzündeki gücümüzün fikir babası, hatta öncüsüydü o.
Özdemir Abiyi yakından tanıyan ve anlatan isimlerden biri emekli General Ahmet Yavuz'du.
Silivri kumpaslarının olduğu günlerde, hapisteki hiç kimseyi yalnız bırakmamıştı Özdemir ağabey.
Ziyaretlerine gelir, mahkemelerini izler, tahliyede bile kapılarda olurdu.
FETÖ kumpaslarıyla hedef alınan askerler arasında, Atatürkçü subaylar en öndeydi. O subaylardan bir kısmı yerli İHA'ların üretim sürecinde, Bayraktar ailesi ile yan yana çalışmıştı.
Özdemir Bey vefalı davranmış, zor zamanlarında dostluğunu göstermişti.
**
Özdemir ağabey Selçuk Bayraktar'ın babasıdır…
Selçuk Bayraktar'ın düğününde bile dostlarını ihmal etmemişti. FETÖ kumpaslarıyla yıllarca cezaevinde esir tutulan komutanlar Özdemir abinin özel davetiyle oğlunun düğün törenine katılmışlardı.
Cumhurbaşkanını eleştirmek için Bayraktar ailesini araç olarak kullanan CHP'li muhalifler bi kere de askerlerimize sorun Özdemir Bayraktar ve ailesini…
Emin olun anlatacaklarını ağzınız açık dinlersiniz.
Belki bu sayede dünyanın kıskanarak baktığı ülkemizin gururu İHA ve SİHA'ların nasıl yaratıldığını ve fikir babasının kim olduğunu öğrenirsiniz.
Bunlarda utanacak yüz yok ki attıkları iftiralardan utansın.