CEVAP: Öncelikle şunu söyleyelim. Namazda kişi Allah'ın huzuruna çıkıyor.
O'na secde ediyor, talepte bulunuyor ve dua ediyor.
Namaza duran kişinin bunun farkında olması gerekir.
Namazda gülmek meselesine gelince İslam hukukçuları olayı şöyle değerlendirmişlerdir.
Kişi namazda kendi duyacağı kadar gülerse bu durumda namazı bozulur.
Yeniden başlaması gerekir.
Abdesti ise bozulmaz.
Sadece tebessümle namaz da, abdestte bozulmaz.
Kişi kendisinin de, yanındakinin de işitmeyeceği (aslında gülümseme bu demektir) şekilde gülerse namaz da, abdestte bozulmaz.
Ancak namazda yanındakilerin duyacağı şekilde sesli olarak gülerse hem namaz ve hem de abdesti bozulur. Bu son görüş Hanefilere göredir.
Nitekim şöyle bir hadise oluyor. Hz.Peygamber döneminde:
Cemaat namaz kılarken görme engelli biri gelir ve çukura düşer. Bazıları bu manzaraya gülerler. Hz.
Peygamber de bu gülenlere yeniden abdest alıp namazı tekrar kılmalarını emreder.
Şafiilerde ise yüksek sesle gülmek namazı bozar.
Abdesti bozmaz.
SORU: Namaz kılan bazı kimseler ayak aralarını çok açıyorlar. Bu namaza zarar verir mi?
CEVAP: Aslında bu husus namazın kabulünü etkileyecek bir husus değildir.
Bu hususta sahih –yani bizi zorunlu kılacakbir rivayet olmadığı için de içtihada açık bir alan olmuştur.
Özetle şöyle diyebiliriz:
Şafiilere göre; iki ayak arasındaki uzaklık bir karış dolayında olmalıdır.
Hanefilere göre bu aralık bir elin parmakları kadar olmalıdır.
Maliki ve Hanbelilere göre ise bu hususta dengeli bir duruş yeterli olur. Yani ne çok yakın, ne de çok uzak olmamalıdır.
Bu konuda ayakları aşırı – bir omuz boyu- açmak sünnette pek de rastlanan bir husus değil. Hz. Peygamberin ihtiyaç halinde –torunları bacaklarının altından geçerken- bacak aralarını geniş tuttuğu da bilinmektedir. (Kaynaklar:
Zühayli, El- Fıkhül İslam; Merakül Felah, Esne'l Metalib)
SORU: Kelime-i Tevhid nedir?
CEVAP: Kelime-i Tevhid: "La ilahe illallah.
Muhammeden Resulallah" demektir.
Anlamı ise şöyledir: "Allah'tan başka İlah yoktur. Muhammed (S.A.V) Allah'ın Resulüdür." Bu kelimeyi söyleyen ve gereğine inanan kişi Müslümanlığa girer, eğer Müslüman değilse.