CEVAP: Karı-koca Kur'an'ın deyimiyle birbirlerine örtü gibidirler. Her türlü zarardan, kötülüklerden koruyan örtü gibi. Birbirlerinin sırdaşı, dostudurlar. Aynı zamanda hayatın adil birer ortağıdırlar. Ahiret aleminde bir arada bulunabilmek için aynı hedefe odaklanmalılar. Birbirlerini yanlıştan, günahtan ve hatadan korumak için gayret etmeliler. Birbirlerini ibadete yönlendirmeliler. Baskı olmadan. İçten gelerek. Kur'an-ı Kerim kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun (Tahrim/6) buyurur. Hz. Peygamber karı-koca birbirlerini namaza çağırmalılar der.
SORU: Doğum, evlilik, sünnet, yılbaşı gibi kutlamalara bakışımız ne olmalıdır?
CEVAP: Gerek Kur'an ve gerek sünnette belli zamanlara özel önem verildiği görülüyor. Kadir gecesi, on gece, recep ve şaban ayları ve Ramazan ayı gibi. Evlilik gibi törenlerde ikramda bulunulması yine dinin hoş görülen adetlerindendir. Gerek Hz. İsa'nın hakkında doğduğum, öleceğim ve dirileceğim günde bana selam olsun (Meryem/33) sözü, gerekse de Hz. Yahya için "doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabrinden kalkacağı gün ona selam olsun" (Meryem/15) sözü özel insanların bu tür zamanlarının önemli olduğuna işaret ediyor. Kişi elbette doğduğu günü hatırlar, aile içinde kutlar ve sevinebilir. Ancak bunu yaparken başka millet veya kültüre benzemek için değil, kendine has bir şekilde yapmalıdır. Haram olan sözlere, yiyecek, içecek ve benzeri şeylere yaklaşmadan bunu yapmalıdır. Bu noktada Hz. Peygamber'in "başka kültürlere-milletlere" benzemeyin uyarısını gözden uzak tutmayalım. Evlatlarımıza kimlik bilincini, tevhid kodlarını anlatmalıyız. Bizim dinimizi, kutsal kitabımızı, Hz. Peygamberimizi uygun şekilde aktarmalıyız. Ve kendimiz, bize benzemeliyiz. Başkalarının peşinden gitmenin bize yakışmadığını söylemeliyiz.
SORU: Gusül abdesti aldım. Bununla namaz kılabilir miyim?
CEVAP: Gusül aldıktan sonra abdestinizi bozacak bir durum olmadıysa o gusülle namaz kılabiliriz.