SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 26 Mart 2010

Kadir İnanır olayının aslı faslı ne

Başbakan'ın sinema oyuncularıyla yaptığı açılım kahvaltısına Kadir İnanır yoktu malum. Bunun aslını faslını öğrendim anlatacağım. Önce işin gerçeği konusunda "yanlış bilgilendirilen" Hıncal Uluç ustamızın dünkü yazısını paylaşalım. Hıncal Abi diyordu ki; " Kadir İnanır, başbakan'ın sanatçılarla yaptığı toplantıya çağrılmamış.
Diyor ki.. "Davet gelse bile gitmezdim."
Niye gitmezmiş.. Çünkü Başbakan bu toplantıyı 'Açılım'ı halka anlatmak için sanatçılardan yardım almak amacıyla yapıyor ya.

Aydemir Akbaş

Kadir diyor ki.. 'Açılım dedikleri şeyin içi boş, ne olduğu belli değil.'
Oysa Kadir 41 yılda Doğu ve Güneydoğu'da geçen ne filmler çevirmiş. Oradaki sorunun ne olduğunu çok iyi biliyormuş..
Aydemir Akbaş da çağrılmayanlardan..
Bakın o ne diyor?..
'Ben çağrılmadım. Çağrılmış olsaydım, orda asla susmazdım. Hatta konuşacak olanlara söz hakkı bırakmayacak kadar uzun konuşurdum..'
Farka bakar mısınız?.
Sevgili Kadir, madem gerçek sorunu biliyorsun, madem açılımı yetersiz buluyorsun, konuşsana. Nasıl olması gerektiğini söylesene.
Şimdi Başbakan sana yanıt olarak 'Kadir, -içi boş- diyerek açılımı değil, kendisini tarif etmiş' dese verecek yanıtın var mı?

İşin gerçeği ne
Tartışmayı ve yorumlamayı bu bilgi üzerinden yaparsak yanlış olur, içim elvermez. Bu nedenle bildiğimi sizinle paylaşacağım. Kadir İnanır o kahvaltıya gitmedi. Çünkü 'isteği yerine getirilmedi'. Peki, neydi o istek? Şuydu: Kadir İnanır'ı bu toplantıya davet etmek için üst düzey bir görevli telefon açtı, durumu anlattı, daveti yineledi. Kadir İnanır dinledi dinledi ve yanıt verdi:
- Gelirim ancak bir koşulda
- Buyurun?
- Beni bizzat Başbakanımız arar davet ederse gelirim
- Efendim, sayın başbakan şahsen aramayı elbette çok arzular. Ama takdir edersiniz ki gündem çok yoğun. Tüm konuklarımızı bizler arıyoruz o nedenle.
- Ben diyeceğimi dedim kardeşim. Herhangi biri değil Kadir İnanır'dır söz konusu olan

Şahitlerim var valla

Bu konuşma daha fazla ilerlemez ve telefonlar kapatılır. İşte olayın gerçeği budur. Şimdi bana "sen nereden biliyorsun?" diye soranlar olur. Nereden bileceğim elbette ki duyum aldım. Hem öyle minik kuştan, şunun bunun ağzından değil. Uzun yıllar bakanlık da yapmış şimdi de partide çok mühim bir konumu olan çok tanınmış ve önemli bir siyasetçinin ağızdan bire bir dinledim bunu. Şahitler de vardı üstelik. Buraya ne o siyasetçinin adını yazarım ne de şahitlerin. Birileri telefon açıp "kimmiş bunu açıklayan açıkla" derse asla yanıt vermem. Kadir Abi bizzat beni arayıp sorarsa bir tek ona söylerim; "şu beyefendi söyledi, hatta şu şu beyefendi de benimle birlikte duydu" derim. Niye başkasına söyleyeyim, söz konusu olan herhangi birinin değil Savaş Ay'ın yazısı arkadaş.