1815 Viyana Kongresi'nden itibaren Osmanlı'nın yaşadığı her diplomatik ilişkinin özü de bu şekilde ifade edildi.
Balkan Savaşları ile Türkler'i Avrupa'dan çıkarmayı başaranlar, o tarihten itibaren Anadolu'yu da bize çok görüyor ve bizi bu topraklardan çıkarmak için her tür oyunu oynamaktan asla vazgeçmiyorlar. Bunu kah doğrudan kendileri yaptılar kah içimizden devşirdikleri hainleri kurşun asker gibi kullanarak yaptılar.
Gezi olaylarını tertiplediler tutmadı, 17-25 Aralık darbe girişimi yaptılar tutmadı ve 7 Haziran 2015'ten bugüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Yapılmak istenilen istilaya hem sosyal hem siyasal zemin için bu sefer doğrudan seçimler hedeflendi.
Nitekim; 90'lı yılların kabus günleri yeniden göründü ve tek başına hükümeti kimsenin kuramayacağı bir tablo ortaya çıktı. Amaç; PKK ve FETÖ terör örgütlerinin meşrulaşmasını sağlayacak sinsi bir formülü hayata geçirmekti. Bu süreci, hafta sonu kurultayda yaptığı konuşmasında çok güzel özetledi MHP Lideri Bahçeli:
"7 Haziran'dan sonra FETÖ planı tutmayınca, Anadolu'nun doğrudan işgal planı devreye alındı. Başını CHP'nin çektiği ve MHP'nin; PKK-FETÖ karşımı ve haçlı tembihli iktidar oluşumunu reddetmesi, bütün hesapları bozdu. CHP'nin Çin malı başbakanlık teklifini kabul etmiş olsaydık, HDP'yi yanımıza-yöremize kazara alıp FETÖ'nün tuzağına düşseydik, bilinsin ki; Türkiye iç savaşa sürüklenecek, tümden çökecek, çürüyecekti. Düşman evin içine girecek, kaleyi içten yıkacaktı."
ERDOĞAN VE BAHÇELİ OLMASAYDI..
Şark meselesini biraz daha açmak icap ediyor izninizle. 7 Haziran'ın rövanşını 1 Kasım'da almak isteyenler, MHP'yi bu sefer Meclis dışında bırakmak isteyenler, bunu başaramayınca bu sefer bölücü güçler sahneye çıktı ve malum süreç yaşandı ve MHP'den kopuşları hepimiz biliyoruz.
Aynı anda; Suruç'ta, Cizre'de, Yüksekova'da küresel ölçekte olduğu anlaşılan hendek ve tünel savaşları başladı. Burada da başarılı olamayınca, tarihin en büyük işgal ve ihanet şebekesi, devletin içine sızan kurşun askerleriyle doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçilmiş hükümet ve millet ile birlikte demokrasiyi hedef aldılar. Burada siyasetçi olarak doğrudan ortadan kaldırılmak istenilen isim Erdoğan, kurumsal kimlik olarak da MHP idi. Ama, çok şükür ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü ve muazzam liderliği ve MHP Lideri Bahçeli'nin katıksız demokrasi ve millet inancı sayesinde ve 80 milyon ile birlikte Şark Meselesi oyunu bozuldu. Bugün Fırat Kalkanı ile başlayıp Afrin'de tarih yazan Mehmetçiğimiz, bu savaşta son terörist ve düşman kalmayana kadar durmamaya kararlıdır. Bütün bu oyunları tarifi zor bir başarı ile tek tek bozan Erdoğan ve Bahçeli, milli birlik ve beraberlik şemsiyesi altında 'Cumhur İttifakı'nın önünü açarak milletin dediğini de yapmıştır.
Baştan beri söylediğim gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sistemin de sigortası ve lideridir.
MHP Lideri Bahçeli'nin de Türkiye'nin geleceğini kendimizin tayin edeceği ve dışarıdan hiçbir müdahaleye geçit vermemek adına tavizsiz duruşu sayesinde; yüzyıllardır vazgeçmedikleri Şark Meselesi oyunu tümden ortadan kaldırılmıştır.
AB'NİN EN UCUZ DOĞALGAZI BİZDE
Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde çok özel 2 toplantıya katıldım. Enerji Bakanı Berat Albayrak liderliğinde yürütülen enerji politikalarının geldiği noktayı çok çarpıcı şekilde ortaya koyan; 101 yerleşim yerinde doğalgaz arzı hizmete alım töreni ile bu yıl içinde hedeflenen 81 ilimizde doğalgaz gitmemiş yer kalmayacak.
AB ülkeleri içinde en ucuz doğalgazın da bizde olduğunu kayıtlara geçirelim. Çarşamba günü de "Milletimizle birlikte daha yeşil bir Türkiye" için yola çıkan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 7 milyar ağaç dikim hedefinin de bu süreçte tamamlanacağını açıkladı. Yer altı-yer üstü bütün kaynaklarımızı hem ürettiğimiz hem tükettiğimiz bu günler için emeği geçenlere teşekkürler.
DERİN SÖZ