10 numara İzmir...
"İZMİRLİLERLE ortak bir hikaye yazmak için yola çıktık" diye başladı söze Cumhur İttifakı ve AK Pati İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci ve 2 saati aşkın süren sunumunda "10numaraizmir" diyerek hem İzmir'in gerçekten çok ihtiyacı olan mega projelerini hem de gönüllere giren sosyal belediyecilik adına çok güzel projeleri anlattı.
Perşembe günü İzmir'de görkemli bir sahnede, profesyonelce hazırlanmış bir sunum ile binlerce İzmirlinin katılımıyla gerçekleşen lansman hem göze, hem kulağa hem gönüllere hitap etti. İtiraf edeyim; Zeybekci için yapılan müzik ve sözleri, benim 31 Mart seçimleri sürecinde bugüne kadar dinlediğim en güzel, en beğendiğim seçim şarkısı idi. İzmir'in Ege'nin tüm değerlerinin isimlendirildiği sözlerin yanında zeybek müziğimiz de çok güzel uyarlanmış.
Tempolu, coşkulu, heyecanlandıran şarkı, tam da bu işe böyle konsantre olmuş Nihat Zeybekci'nin temposuna uymuş.
2 dönem Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecinde; Denizli'ye adeta çağ atlatan, altyapı ve üstyapı projeleri ile Avrupa standartlarında bir yeni kent yaratan Zeybekci, daha sonra yaptığı Ekonomi Bakanlığı ile, ihracatta rekor kırılmasında liderlik etmişti. Şimdi hem yerelde hem geneldeki bu başarısını;
"İzmir'e hizmetkar olmaya geldim" diyerek; ustalık döneminde Ege'nin incisi, Anadolu'nun vitrini; İpekyolu'nun giriş kapısı, sonsuz coğrafyanın giriş ve çıkış kapısı dediği İzmir'e hakettiği hizmeti ve değeri verebilmek için canla başla ve herşeyden önemlisi sonsuz bir heyecanla çalışıyor. Lansmanın sonunda söylediği söz de aslında İzmir'in bugün neden hala hakettiği yerde olmadığının özeti bir yerde de: "Ben hemşehrilerime diyorum ki; oyunuzu İzmir'e ve aslında kendinize verin, şu ya da bu partiye değil. Beceriksizliklerinin üzerini ideolojik örtü ile örtmeye çalışanlara artık yüz vermeyin..."
GIDA TERÖRÜNE GEÇİT YOK
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, önceki gün çok çarpıcı bir açıklama yaptı: "Enflasyonun yüzde 6.5'i gıda fiyatlarındaki artıştan.
Gıdada değişim yaşanmasa, diğer tüm kalemlerdeki artış aynı kalsa enflasyon aylık (-0.43), yıllık 18.85'lere geliyor.
Bu da GIDA TERÖRÜNÜ açıkça anlatıyor. Gıda terörü diyorum çünkü;
BOĞAZIMIZA KASTEDİYORLAR!"
Bakan Albayrak'ın bu sözleri, soframızdaki sebzelere yapılan spekülatif ve elbette fahiş fiyatların sebebini de açıklıyor. Bir tarım ülkesi olan Türkiye'nin, ekonomideki hiçbir makro karşılığı olmayan bu durumla ilgili hükümetin aldığı ve alacağı yeni kararlar var.
Belediyeler bundan sonra kaynağından ürünleri alacak ve maliyetine tüketiciye satacak. Bu önlemlerin devamı gelecek.
Pazartesiden itibaren gidişatın nasıl tersine çevrileceğini de gösterecek hepimize. Söze gıdadan girmişken, önceki gün, İzmir'de Avrupa'nın ilk 4 büyük fuarı arasında yer alan Agroexpo Tarım ve Hayvancılık Fuarı açıldı 18 yabancı Tarım Bakanı ve Yardımcısının da katılımıyla. Ev sahibi Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin de çok açık bir mesajı vardı: "Tarımı olmayan ülke, mutfağı olmayan eve benzer.
Yakında hep beraber göreceğiz, dünyayı doyuran ülke, dünyanın lider ülkesi olacağız. Toprak büyüklüğü açısından 14. sırada olduğumuz halde, Avrupa'da 1., dünyada 7. sırada olduğumuz tarımsal hasıla, Türkiye'nin doğru yolda olduğunun da bir göstergesi aslında.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte Tarım ve Orman Bakanlıklarının birleştirilmesi, yani toprak ve suyun birleşmesi de işlerin tek bir elden daha etkin yönetilmesi anlamına da geliyor sonuçlara da bakılınca. Ve, bakan olarak hem tarımı bilen, hem pazarlamayı bilen bir siyasetçi olarak Pakdemirli'nin tercih edilmesi de bir tesadüf değil. Bakan bey ile İzmir'in ve aslında Türkiye'yi besleyen tarım ilçeleri Kiraz- Ödemiş ve Tire'deki temaslarına eşlik ederken, sahada da aynı karşılığın olduğunu birebir gözlemledim.
Hep diyorum; Türkiye doğru yolda ve içeriden ve dışarıdan her kim veya kimler ne yaparsa yapsın, ilerlememizi DURDURAMAYACAKLAR..