KARADENIZ koyunlamış, nem ve sıcak poyraza yenik düşmüş, Sinan Öztürk'ün ta Almanya'dan 'La arkanda oturuyorum, görmedin mi beni, ben seni görüyorum' diye beni işlettiği Ganita'da kam peşindeyim.
SALLANIYOR
Şair Nedim 'Benim kaderim kaf ile değil Kef ile yazılmıştır' derken tabi ki Trabzon ve Trabzonsporluların bugününe bir gönderme yapmamıştı.
Ama 84 yılından bugüne 'sisteme' kurban edilen, 96, 2005, 2011 ve 2020'de kâh psikolojik savaşla kâh gözgöre göre hakem eliyle kâh evrensel tescil yemiş şikeyle ve son olarak da MHK/Göksel Gümüşdağ konsorsiyumu ile sevinci hırsızlanan Trabzonsporlular için kader hanidir kedere dönüşme eşiğinde sallanıp duruyor.
Şehir ve TS camiası için bu sezonun acısı ve travması 2011'den bile büyük. 96 demiyorum, zira o maçta sahada olanlara (Birkaç ince hakem hamlesi olsa da) ve sahadaki mücadeleye dair rakibe suç bulan çok az. Camia, 96 gibi 2011'de de "Büyük" bir camia ile mücadele edildiği ön kabulü ile, (Belki bir teselli olarak) 2011 şampiyonluğundan da asla vazgeçmeden, bu olgu ile günü ve rekabeti yaşamaya razı.
DESTEK BÜYÜK
Belki çoklarına garip gelecek ama, Başakşehir'in MHK tarafından alenen korumaya alınması öyle bir tepki doğurmuş ki, keşke MHK Başaksehir yerine Fener şampiyon olsaydı diyen hatrı sayılır kişi ile karşılaştım.
Şehirde, genel olarak başarılı bulunan Ağaoğlu'nun, özellikle Ali Koç'la ilişki biçimi rahatsızlık yaratmış.
Trabzonsporlu için (Gerçekte öyle olmasa da) TS başkanı 10 Ali Koç kıymetindedir, ama medyaya yansıyan halleri hiç de öyle resimler vermiyor.
Sosyal medyada pompalananın aksine, Novak ve Sosa konusunda ise Ağaoglu'na destek büyük.
ZORUNLULUK
Finansal çöküş ve henüz 'resmen' ilama çıkmamış reel iflasla yüzleşmemek için transferde kılı yarmak bir keyfiyet değil zorunluluktur artık. TS yönetimi de tribüne göre değil kasaya göre yorgan siparişi verecektir.