'Yandık, bittik lobisi' Türkiye'nin Karadeniz'de gaz bulmasından sonra yeni bir yalanı dolaşıma soktu.
Efendim neymiş… Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nda (TPAO) bazı mühendisler siyasi görüşlerinden dolayı zorla emekli edilmiş! Bu yüzden TPAO yeni sahalar arayamaz, bulsa da çıkartamazmış!
Pes ki ne pes… 80 yıllık milli bir kuruluşa attıkları iftiraya bak… TPAO yönetimine çağrımdır. Bu iddiaları dile getiren şahısların kendileri ve eşleri uzun yıllar TPAO'da çalışmış mıdır? Ve çeyrek asırlık hizmet sürelerinin ardından yakın bir tarihte kendi istekleriyle emekliye ayrılmışlar mıdır?
Lütfen bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşsınlar.
Herkes bu anlamsız, gereksiz ve yersiz eleştirinin altında ne olduğunu görsün.
Ha mümkünse bir de bu arkadaşların TPAO'da çalıştıkları dönemde buldukları petrol ve doğalgaz sahaları açıklansın.
Bakalım çeyrek asır boyunca kim, ne yapmış?
TPAO gibi stratejik bir kurumu bu tip boş tartışmaların içine çekerek Karadeniz gazı nedeniyle yaşadıkları hazımsızlığı bastırmaya çalışıyorlar. O kadar gereksiz bir çaba ki bu… Bu ülke artık kendi öz kaynaklarıyla yapıyor ne yapıyorsa… Karadeniz'de bulunan gaz "Bizde petrol de yok, doğal gaz da' söylemini boşa çıkardı. Psikolojik sınır aşıldı.
Türk mühendislerin fikirlerine ve öngörülerine asla itibar edilmeyen, sadece yabancıların gösterdiği sahalarda sondaj yapılan dönemler geride kaldı.
İngiliz, Fransız ve ABD'li mühendisler eliyle yürütülen arama çalışmalarında yaşananlar ilerde filmlere konu olacak.
Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Adamlar yıllarca Türkiye'de arama yaptılar… Gösterdikleri sahalarda ya hiçbir şey bulunamadı ya da bulunan rezervler ekonomik açıdan yetersiz olduğu için üzerine beton döküldü.
Ama onlar gerçekleştirdikleri sondaj ve arama çalışmaları için milyonlarca doları ceplerine koyarak ayrıldı Türkiye'den… Bu yöntemle nasıl büyük bir ranta zahmetsizce konduklarını rakamla anlatmakta fayda var. Türkiye bugün kendi imkanlarıyla 30 milyon dolar civarında para harcayarak sismik araştırma ve sondaj çalışmaları yapıyor.
Aynı işi yabancılara yaptırsaydık cebimizden çıkan paranın miktarı minimum 200 milyon dolar olacaktı.
İşte bu yeni dönem geçmişte üzerine beton dökülen sahaların yeniden açılacağı dönem olacak… Yabancıların tekelinden kurtarılan arama çalışmaları millileştirilerek ülke ekonomisi ağır bir yükten kurtarılacak. Türkiye'nin geleceğini kurtaracak yeni maden ve petrol haritası yabancıların değil bizim elimizde olacak.
Bitmedi… Türkiye sahip olduğu büyük araştırma ve sondaj filosuyla başka ülkelerde arama yapan ve bu işten ciddi kira geliri elde eden bir ülke haline gelecek.
Dönelim üzerine beton dökülen kuyular meselesine… TPAO'dan ayrıldıktan sonra kendi firmalarını kuran çok sayıda Türk mühendis şu anda enerji sektöründe girişimci olarak faaliyet gösteriyor. Bu meseleyi en iyi onlar bilir.
Bazıları kurumda çalışırken açtıramadığı sahaları daha sonra devletten kiralayarak petrolü de bulmuş doğal gazı da… Nerede mi? Manisa Alaşehir'de, İstanbul çevresinde, Trakya'da… Rezervler öyle çok yüksek değil ama Anadolu topraklarının altının da tıpkı üstü gibi bereketli olduğunu gösteren keşifler bunlar. Üstelik bu hikayenin daha Doğu ve Güneydoğu Anadolu etapları var.
PKK terörünün en büyük zararlarından biri de bölgenin zengin yeraltı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasını engellemek olmadı mı? 2010'lu yılların başında Hakkari'de bulunan petrolün terör olayları sebebiyle çıkarılamadığını unuttuk mu?
Ama o günler geride kaldı. Türkiye içinde hareket kabiliyetini yitiren terör örgütü artık petrol ve doğal gaz arama çalışmalarını sabote edecek bir gücü sahip değil.
Trakya'da, Anadolu'da, Karadeniz'de Doğu Akdeniz'de aramalar bundan sonra hız kesmeden devam edecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti Karadeniz gazının müjdesini verirken?
"Her arayan bulamaz lakin bulanlar hep arayanlardır." Aramaya devam Türkiye…